Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR) tarafından yayımlanan ve Batı Afrika’daki durumu mercek altına alan çarpıcı bir rapor, Burkina Faso’nun "çöküşün eşiğinde" olduğu uyarısıyla uluslararası toplumu alarma geçirdi. Rapora göre, başkent Ouagadougou’nun cihatçı grupların eline geçme riski büyürken, ülkenin içinde bulunduğu güvenlik krizinin bölge ve Avrupa için doğrudan tehdit oluşturduğu belirtildi.
Cihatçılar ülkenin yarısını kontrol ediyor
ECFR'ın bulgularına göre, El Kaide bağlantılı Cemaat Nusret el İslam vel Muslimin (JNIM) adlı cihatçı grup, Burkina Faso topraklarının yaklaşık yarısında kontrolü ele geçirmiş durumda. Rejimin, özellikle büyük şehirler dışındaki bölgelerde yönetimi hızla kaybettiği kaydedildi.
Raporda, geçici devlet başkanı İbrahim Traoré'nin iktidarı büyük ölçüde başkent ve belli başlı merkezlerle sınırlı kalırken, ordunun durumu ise içler acısı olarak nitelendirildi. Askerî moralin çökmüş olduğu, bazı birliklerin ilk çatışmada silahlarını bıraktığı veya kaçtığı bilgisine yer verildi.
Ordu ve milisler arasında kaos
Rejime destek veren unsurlar arasındaki koordinasyon eksikliği de krizin derinleşmesine yol açıyor. Raporda, Ordu ile destekçisi olan Gönüllü Vatan Savunucuları (VDP) adlı milis grupları arasında ciddi bir koordinasyon eksikliği olduğu vurgulandı. Daha da önemlisi, VDP milislerinin sivil katliamlarına dair raporların bulunması, insan hakları ihlallerinin endişe verici boyutlara ulaştığını gösteriyor.
Rusya ve İran can simidi oldu
ECFR, Traoré rejiminin ayakta kalmasındaki en kritik unsurun dış destek olduğunu öne sürdü. Raporda, rejiminin Rusya’dan gelen ve "Bear Brigade" olarak adlandırılan paralı askerler tarafından korunduğu belirtildi. Analize göre, eğer 2024 yılının başında Rusya ve İran’dan yapılan acil silah ve mühimmat sevkiyatı olmasaydı, Burkina Faso'daki rejim çoktan çökmüş olacaktı. Bu durum, Rusya’nın bölgedeki nüfuzunu korumak için doğrudan askeri destek sağladığını teyit ediyor.
Bölgesel ve Avrupa güvenliğine doğrudan tehdit
Burkina Faso’nun çökmesi durumunda, Batı Afrika’nın kalbinde devasa bir güvenlik boşluğu oluşacağı ve bunun yıkıcı sonuçlar doğuracağı ifade edildi. Bu güvenlik krizi, komşu demokratik kıyı devletleri olan Fildişi Sahili, Gana, Benin ve Togo için ciddi bir tehdit oluşturacak.
Son olarak, rapor bu bölgesel istikrarsızlığın Avrupa’nın güvenliğini doğrudan tehdit ettiğini belirtiyor. Tehditler; düzensiz göç dalgaları, kaçakçılık ağlarının yayılması, terör eylemlerinin komşu bölgelere ve nihayetinde Avrupa’ya taşınması ve Rus etkisinin Afrika kıtasının derinliklerinde daha da kökleşmesi olarak sıralandı.





