Danimarka Savunma İstihbarat Servisi (FE), yayımladığı 2025 yılı tehdit değerlendirmesi raporunda, ülkenin geleneksel dış politikasında deprem etkisi yaratacak bir değişikliğe gitti. Kurum, Danimarka'nın en yakın müttefiki ABD'yi tarihinde ilk kez "potansiyel bir güvenlik riski" kategorisine aldı. Raporda, Washington yönetiminin giderek kendi çıkarlarını öncelediği, ekonomik ve teknolojik gücünü müttefiklerine ve ortaklarına karşı bir baskı aracı olarak kullanmaya başladığı vurgulandı.
Bu radikal tanım değişikliği, özellikle stratejik öneme sahip Grönland üzerinde Washington ile Kopenhag arasında tırmanan jeopolitik sürtüşmelerle eş zamanlı gerçekleşti. Amerikan basınına yansıyan analizlere göre, Danimarka kamuoyunda ve siyaset arenasında "ABD’ye körü körüne güven" döneminin kapandığına dair yorumlar ağırlık kazanmaya başladı.
Trump'ın "satın alma" teklifi ipleri gerdi
İki ülke arasındaki güven bunalımının temelinde, ABD Başkanı Donald Trump'ın 2019 yılında Grönland'ı "satın alma" önerisi ve bu teklifin Kopenhag yönetimi tarafından "absürt" bulunarak reddedilmesi yatıyor. Trump'ın ikinci döneminde Arktik bölgesindeki askeri ve ekonomik varlığını artırmayı öncelik haline getirmesi, bölgedeki tansiyonu yeniden yükseltti.
Geçtiğimiz aylarda ABD'nin Grönland'a yönelik artan istihbarat faaliyetleri nedeniyle ABD Maslahatgüzarı Dışişleri Bakanlığı'na çağrılmış, Danimarka hükümeti "iç işlerine müdahale" gerekçesiyle tepkisini diplomatik kanallardan iletmişti.
