Suriye ordusu askerlerinin Kurtuluş Bayramı kutlamaları sırasında Gazze ile dayanışma amacıyla attığı sloganlar, Şam ile Tel Aviv arasındaki tansiyonu yeniden alevlendirdi. Gözlemciler, bu sloganların zamanlamasının son derece kritik olduğunu ve bölgesel denklemler üzerindeki potansiyel etkileri nedeniyle geniş çaplı siyasi okumalara yol açtığını belirtiyor.
Analizler ve siyasi okumalar
Siyasi analist Basil Maaravi, İsrail'in Suriye ile askeri bir cephe açma olasılığını düşük görüyor. Maaravi, Gazze'deki soykırım savaşının üzerinden iki yıldan fazla süre geçmesine rağmen İsrail'in hedeflerine ulaşamadığını ve oradaki cephenin hala açık olduğunu vurguladı. Maaravi, Başbakan Netanyahu'nun iç krizle karşı karşıya olduğunu ve yaklaşan seçimler öncesinde popülaritesini artırmak için dışarıda bir zafere ihtiyacı olduğunu belirtti.
Maaravi'ye göre, İsrail, liderlerinin "açıkça ilan ettiği" gibi, Beşşar Esed'in devrilmesiyle en çok kaybedenlerden biri. Suriye cephesinin elli yıldır sakin kaldığını hatırlatan analist, Tel Aviv'in mevcut Suriye liderliğinin İslami kökeninden değil, "halktan doğan ve düşman varlığını çevreleyen Sünni Arap çoğunluğuna ait herhangi bir yönetimden" korktuğunu ifade etti. Askerlerin sloganlarının "vicdanlarından kaynaklandığını" ve kimseden talimat gelmediğini de sözlerine ekledi. Maaravi, İsrail'in bu sloganları abartmasının, Suriye liderliğine yönelik endişelerinin ABD ve AB tarafından paylaşılmamasından duyduğu hayal kırıklığını yansıttığı görüşünde.
Öte yandan, Suriye-İsrail ilişkileri uzmanı Halid Halil, İsrail'in provokasyonlarını sürdürdüğünü ve son Beit Jann saldırısı için hiçbir gerekçe sunmadığını kaydetti. Halil, İsrail'in son yirmi yılda güneyi hedef aldığını ve burayı "ikinci Batı Şeria'ya" dönüştürmeye çalıştığını belirtti. Halil, Kurtuluş Bayramı gösterilerindeki askerler ve halk arasındaki uyum görüntülerinin İsrail'in hoşuna gitmediğini söyledi.
Halil, ayrıca, Başkan Ahmed Şara'nın askeri üniformayla görünmesinin, "tüm anlayışları altüst eden aşırı sağcı politikalar" doğrultusunda İsrail'i provokasyonlarını tırmandırmaya ittiğini öne sürdü. Tel Aviv'in Suriye'deki olayların kendi etki alanından uzaklaştığını gördüğünü ve yeni ittifaklar bağlamında Suriye'nin "gelecek aşamada bir köşe taşı" olduğunu düşündüğünü belirtti. Halil, aşırı sağın potansiyel Amerikan baskılarından önce sahada yeni oldubittiler yaratmaya çalıştığını ifade etti.
Sonuç olarak, Şam'ın, ABD'nin Suriye liderliğine verdiği dikkat çekici destek ışığında, Tel Aviv'in askeri bir çatışmaya sürükleme çabalarına karşı cephe açmamaya özen gösterdiği görülüyor. Kutlamalarda atılan sloganlar, sadece duygusal bir ifade olmanın ötesine geçerek, Gazze Savaşı'nın bölgesel yansımalarıyla etkileşen yeni bir siyasi denklemin parçası haline gelmiş durumda.




