Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, İkinci Dünya Sosyal Kalkınma Zirvesi'nde yaptığı açıklamada, işgalci İsrail'in saldırıları ve ablukası altındaki Gazze Şeridi'nde kurulması önerilen herhangi bir istikrar gücünün, "tam uluslararası meşruiyete" sahip olması gerektiğini vurguladı.
Guterres, Al Jazeera Arabic'e verdiği röportajda, "korkunç acılar ve kıtlık" sonrasında sağlanan ateşkesin çok kırılgan kaldığını belirterek, bir istikrar gücünün ancak BM Güvenlik Konseyi (BMGK) yetkisiyle meşruiyet kazanacağını yineledi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın barış planının bir parçası olan bu gücün içeriği ise tartışmalı kalmaya devam ediyor. Türkiye'nin barış sürecindeki kilit rolüne rağmen, ABD destekli İsrail, ateşkesin önemli arabulucusu olan Türkiye’nin sahada herhangi bir rol almasına karşı olduğunu belirtmişti. Guterres, Türkiye'nin çabalarını överek, ABD'nin bir noktada "artık yeter" diyerek İsrail'i mevcut ateşkese zorladığını kaydetti.
Ancak Genel Sekreter, İsrail'in ateşkesten bu yana anlaşmayı 80'den fazla kez ihlal ederek yüzlerce Filistinliyi öldürdüğü ve insani yardım miktarının "insan onuruna yakışır minimum seviyenin" çok altında kaldığı uyarısında bulundu.
Sudan'da durum kesinlikle dayanılmaz
Guterres, Sudan'daki iç savaşın Faşir kentinin Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından ele geçirilmesinin ardından "kesinlikle dayanılmaz" bir hal aldığını belirtti.
"Faşir'in HDK tarafından alınmasının ardından, cinsel şiddet, insanların öldürülmesi ve insani yardımın reddedilmesi gibi en temel hakların korkunç ihlallerini görüyoruz."
Guterres, uluslararası toplumun Sudan ordusu ve HDK üzerinde "muazzam baskı" kurması gerektiğini ve dış aktörlerin de çatışmayı körüklemeyi bırakması gerektiğini söyledi: "Dışarıdan çok sayıda silah geliyor. Yabancı müdahalenin tüm bu biçimlerinin sona ermesi kesinlikle esastır."
BMGK'nın reform ihtiyacı
BM Genel Sekreteri, BMGK'nın artık günümüz dünyasına "karşılık gelmediğini" ve "1945 yılının dünyasına" ait olduğunu söyledi. Guterres, BMGK'nın daha temsilci olması için reform çağrısı yaparak, iki daimi Afrika koltuğu eklenmesini ve kitlesel zulüm durumlarında veto hakkının kullanımına sınırlama getirilmesini önerdi.
Bu çağrı, ABD'nin Gazze ve işgal altındaki Batı Şeria'daki İsrail eylemlerini kınayan sayısız kararı veto ederek müttefikine koşulsuz diplomatik koruma sağladığı bir dönemde geldi.




