Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi (Euro-Med Monitor), bugün (Çarşamba) yayınladığı kapsamlı bir istatistiksel raporla, İsrail'in Gazze Şeridi'nde yürüttüğü soykırım suçunun şok edici boyutlarını gözler önüne serdi. Rapora göre, 7 Ekim 2023'ten bu yana, Gazze nüfusunun yaklaşık %12'sine tekabül eden 270 binden fazla Filistinli, öldürülme, yaralanma veya tutuklanma gibi insan hakları ihlallerine maruz kaldı.
Raporda belgelenen verilere göre, yaklaşık 75.190 Filistinli hayatını kaybetti. Bu ölümlerin %90'ını siviller oluşturuyor; aralarında 21 binden fazla çocuk ve 14 bin kadın bulunuyor. Ayrıca, yaklaşık 173.200 kişi yaralandı, bunlardan 40 bininin kalıcı veya uzun süreli engellilikle karşı karşıya olduğu, engelliler arasında da 21 bin çocuğun bulunduğu belirtildi. Yetim kalan çocuk sayısı ise 45.600. Binlerce kişi hala kayıp durumda.
Kıtlık, tutuklamalar ve altyapı çöküşü
Gözlemevi, Gazze Şeridi'nden 12 bin Filistinlinin tutuklandığını kaydetti; bunlardan 2.700'ü hala gözaltında veya zorla kaybedilmiş durumda.
İnsani durumun vahameti ise ayrı bir başlık altında incelendi: Rapor, 482 Filistinlinin açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybettiğini, ölenler arasında 160 çocuğun bulunduğunu aktardı. İsrail'in yardımların girişine uyguladığı kısıtlamalar nedeniyle Gazze'deki tüm nüfusun (%100) gıda güvensizliği yaşadığı vurgulandı. Kişi başına düşen su miktarında %98'lik bir azalma ve insani yardım görevlerinin kuzey Gazze'ye girişinin %80 oranında engellenmesi de raporda dikkat çekilen diğer önemli detaylar oldu.
İsrail saldırılarının yol açtığı yıkımın boyutu da çarpıcı. Gazze'deki binaların %80'i yıkıldı veya hasar gördü. Bu yıkım, 555 bin konut, 621 okul ve neredeyse tüm hastaneleri kapsıyor. Ayrıca, 890 cami ve 3 kilise de hedef alındı.
Can kayıpları sadece sivillerle sınırlı kalmadı: 1.701 sağlık çalışanı, 255 gazeteci, 140 sivil savunma personeli, 800 öğretmen ve 200 akademisyenin öldürüldüğü belgelendi.
Kitle travması ve uluslararası hukuk ihlalleri çağrısı
Euro-Med Monitor, Gazze sakinlerinin tamamının sürekli şiddete maruz kalmanın bir sonucu olarak toplu psikolojik stres ve travma sonrası stres bozukluğu yaşadığını doğruladı. Nüfusun yaklaşık %99'unun son iki yılda en az bir kez zorla yerinden edildiği belirtildi.
Raporda ayrıca, 11 Ekim'de başlayan ateşkesin ardından İsrail'in en az 47 ihlal gerçekleştirdiği ve bu ihlallerde 73 Filistinlinin öldürüldüğü kaydedildi. Gözlemevi, bombardımanın azalmasının soykırım suçunun durduğu anlamına gelmediğini, çünkü İsrail'in hala ablukayı sürdürdüğünü, gıda ve yardım girişini engellediğini ve enkaz kaldırma çalışmalarını zorlaştırdığını belirtti.
Son olarak Gözlemevi, uluslararası topluma acil çağrıda bulunarak, İsrailli yetkililerin savaş suçları ve soykırım nedeniyle uluslararası mahkemelerde yargılanmasını, İsrail'e ekonomik, diplomatik ve askeri yaptırımlar uygulanmasını, silah ihracatının durdurulmasını ve sorumluların mal varlıklarının dondurulmasını talep etti. Ayrıca, uluslararası toplumun işgali sonlandırmak, ablukayı kaldırmak ve Filistinlilerin özgürlük, onur ve kendi kaderini tayin hakkını garanti altına almak için derhal harekete geçmesi gerektiği vurgulandı.