12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü'nde Gazzeli çocuklar, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana saldırılar düzenlemesi, sınır kapılarını kapatarak ablukayı daha da sıkılaştırması ve yardımların girişini engellemesi sonucu ilkel yaşam şartlarının dayattığı zorlu işlerde çalışmak zorunda kalıyor.
Bölgedeki insanlık dışı koşullar, Gazze'de hayatta kalabilen çocukların omuzlarına yeteneklerinin ve yaşlarının üstünde görevler yüklüyor.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) 16 Mart'taki açıklamasında Filistinli çocukların "son derece endişe verici" koşullarla karşı karşıya olduğunu, "aşırı korku ve kaygı" içinde yaşadıklarını, insani yardım ve korumadan mahrum bırakılmanın sonuçlarına maruz kaldığını belirtti.
Gazze Şeridi'nde aylardır devam eden soykırımın bedelini en ağır ödeyenlerden biri olan çocuklar, sürekli zorla yerinden edilme hali, aile üyelerinin kaybı, gıda krizi gibi bölgenin trajik koşullarında yaşam mücadelesi veriyor.
Gazzeli çocuklar, Han Yunus'taki sığınma merkezinin yakınında yer alan pazarda geçimlerini sağlayabilmek için insan gücüne ihtiyaç duyan makinalarda nohutları öğüterek felafel yapıyor, ağır arabaları çekiyor, meyve, sebze, bisküvi gibi ürünler satmaya çalışıyor.
Ailelerinin geçimini sağlamaya çalışıyorlar
Diğer çocuklarla birlikte nohut öğütmeye çalışan Abdurrahman Ebu Cemile, Han Yunus'a Beni Süheyla beldesinden geldiğini, soykırım nedeniyle tüm haklarından mahrum bırakıldığını söyledi.
Ebu Cemile, saldırılardan önce Gazze'deki çocukların mutlu şekilde yaşadıklarını, okula gittiklerini ve bayram için yeni kıyafetler giydiklerini ancak soykırımdan bu yana hayatlarının değiştiğini ifade etti.
Gazze Şeridi'ndeki kıtlık nedeniyle açlık ve yoksullukla boğuştuklarını kaydeden Ebu Cemile, şunları dile getirdi:
"Ailemin günlük ihtiyaçlarını karşılamak ve onları doyurmak için felafel hazırlamak zorundayım. Yemek temini için bir diğer çözüm de ölümcül yardım dağıtım merkezlerine gitmek. Yardım almaya gidenler ya ölüyor ya da yaralanıyor."
Ebu Cemile, Gazze Şeridi'nde bir Filistinlinin iki saniye sonrasında canının güvende olup olmadığını bilemediğine dikkati çekerek yürürken bile her an İsrail ordusu tarafından düzenlenecek bir bombardımana maruz kalabileceklerini belirtti.
"Diğer çocuklar gibi normal bir hayat yaşamak isterim"
Filistinli 8 yaşındaki Habibe ise Han Yunus'a zorla göç ettiklerini ve bir sığınma merkezine geldiklerini, ailesinin geçimini sağlamak için barınağın çevresinde bisküvi sattığını dile getirdi.
Bölgede yaşanan kıtlık ve yardımların girişinin engellenmesi nedeniyle un alabilmek için bisküvi sattığını söyleyen Habibe, "Diğer çocuklar gibi normal bir hayat yaşamak isterim. Saldırılardan önce oyun oynar, ders çalışırdım. Ancak soykırımın başlamasıyla birlikte İsrail hiçbir şey bırakmadı, her yer yıkıldı." dedi.
Korku ve tehlike
Filistinli 11 yaşındaki Nur Şava da her gün ailesiyle birlikte su getirmek için Nasır Hastanesine gittiklerini belirtti.
Su şişeleri yüklü tekerlekli bir sandalyeyi itmeye çalışan Şava, okulunu, eğitim hayatını kaybettiğini, çocukluklarını ve huzurlarını çalan İsrail soykırımı nedeniyle korku içinde yaşadıklarını anlattı.
Tala Şenbari de "Güzel bir hayat yaşıyorduk ama şimdi her şey değişti. Sınır kapıları kapalı, ne yiyecek ne içecek var, devam eden bombalamalarla durum daha da zorlaşıyor." diye konuştu.
Ailesiyle birlikte geçimlerini sağlamak için küçük bir tezgah açtıklarını belirten Şenbari, "Yiyecek alabilmek için ölüme gidiyoruz." ifadelerini kullandı.
Filistinli kız çocuğu, saldırıların bir an önce sona ermesini ve Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki evlerine dönmeyi istediğini dile getirdi.
"İsrail saldırıları bitsin"
Ailesinin un almasına yardım edebilmek için kıyafetler sattığını kaydeden Yamen Kara ise ders çalışma ve oyun oynama hakkını kaybettiğini, ailesine destek olmak için çalışmaya başladığını söyledi.
Kara, Gazze'de ateşkes ve barışın sağlanması temennisinde bulunarak böylece okuluna ve normal hayatına dönebileceğini dile getirdi.
