İsrail’in Gazze’de işlediği savaş suçlarını araştırmak üzere kurulan "Gazze Mahkemesi"nin İstanbul’da düzenlenen final oturumunun ikinci gününde, İsrail’in siviller üzerindeki yıkıcı politikaları üç ana başlıkta incelendi: "aç bırakma", "ekolojik kırım" ve "ev yıkımı".

İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Birsel Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen oturumda, uzmanların değerlendirmelerinin ardından Gazze’den gelen görgü tanıklarının ifadeleri dinlendi.

Kıtlık suçu asla affedilmemeli

"Aç bırakma" başlığında konuşan eski BM Gıda Hakkı Özel Raportörü Hilal Elver, Gazze nüfusunun yüzde 91’inin gıda güvensizliği yaşadığını ve on binlerce insanın kıtlığa maruz kaldığını söyledi:

"İsrail gıda kuyruğunda olan kişileri öldürdü. Kıtlık başlamıştı. 2025'te kıtlık artmıştı, sistem çökmüştü. 2 binden fazla kişi yardım beklerken hayatını kaybetti... Kasten yapılan kıtlık suçu asla unutulmamalı, normalleştirilmemeli ve affedilmemeli."

Gazze Aşevi’nin kurucusu Hani Almadhoun ise İsrail’in ateşkes anlaşmaları sonrası bile yeterli insani yardımın ulaştırılmasını engellediğini belirterek, "Anneler ve büyükanneler sokaklarda yere yığılıyor. Özellikle geçen yaz ve bu yaz da Gazze'de birçok kıtlık dalgası yaşandı" dedi. Hossam Shabat ve Tevfik Al-Hams’ın aralarında bulunduğu görgü tanıkları da "açlık" suçuna dair dehşet verici ifadeler sundu.

Ekolojik kırım: Bombalamadan daha çok ölüme yol açabilir

"Ekolojik kırım" başlığında konuşan Bethlehem Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mazin Qumsiyeh, İsrail’in milyonlarca ağacı kökünden sökerek bölgedeki doğal ekosisteme büyük zarar verdiğini kaydetti. Qumsiyeh, bu çevresel yıkımın "ekolojik Nekbe" olarak adlandırılabilecek bir sürece dönüştüğünü söyledi ve bir tahminde bulundu:

"Önümüzdeki 10 yıl içinde Gazze'deki çevre felaketinden ölenlerin sayısının, bombalamalarda ölenlerin sayısından daha fazla olacağını tahmin ediyorum."

Liverpool Üniversitesi’nden Prof. David Whyte ise, Gazze'ye yapılan saldırının "jeopolitik ve özellikle petrol, doğalgaz ve petrol ürünleri çıkarlarıyla ayrılmaz bir şekilde bağlantılı" olduğunu savundu. Whyte, İsrail’in askeri stratejisinin tarım arazileri, su ve biyolojik çeşitliliğin tamamına yönelik bilinçli bir yıkım içerdiğini belirtti. Whyte, bölgedeki ağaçların yüzde 97’sinin tahrip olduğunu da kaydetti.

Konutların yıkımı: Kültürel kayıp ve evsizlik

"Konutların Yıkımı" başlığında konuşan BM Konut Hakkı Özel Raportörü Balakrishnan Rajagopal, Gazze’ye dönen kişilerin evlerini yeniden bulamadığını, çünkü yerleşim yerlerinin yıkıldığını belirtti.

"Konutların ve mahallelerin kitlesel yıkımı, toplumsal yaşamın, yani somut olmayan bir mirasın parçalanmasına ve derin kültürel kayıplara yol açar."

İsrail'in verdiği Filistinli cesetlerin durumu: Gömüldükten sonra çıkarılanlar!
İsrail'in verdiği Filistinli cesetlerin durumu: Gömüldükten sonra çıkarılanlar!
İçeriği Görüntüle

Filistinli gazeteci Mohamed Al Helou ise, soykırımdan önce ailesi ve arkadaşları ile gezdiği sokak ve restoranların soykırım sonrası yerle bir olmuş görüntülerini paylaşarak, çoğu restoran sahibinin yaşamını yitirdiğini anlattı. Rajagopal, İsrail'in haksız eylemlerinden sorumlu olduğuna ve tüm hakların iadesi için tazminat sağlaması gerektiğine dikkat çekti.

Orta Doğu Haber