Netanyahu: Rubio, Suudi Arabistan'a eşit F-35 satılmayacağına söz verdi
Netanyahu: Rubio, Suudi Arabistan'a eşit F-35 satılmayacağına söz verdi
İçeriği Görüntüle

Filistin Devleti'nin 15 Kasım 1988'de Cezayir’de toplanan Filistin Ulusal Konseyi tarafından ilan edilen bağımsızlık bildirgesinin üzerinden 37 yıl geçti. Filistin meselesi, özellikle Barbar İsrail'in Gazze'deki ağır soykırımı sonrası, uluslararası gündemin üst sıralarına taşınarak diplomatik alanda büyük bir ivme kazandı.

Batı'dan gelen yeni tanıma dalgası

Bağımsızlık ilanının ardından başlayan uluslararası tanıma dalgası, 2025 yılında zirveye ulaştı. Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya ve Portekiz gibi Batı blokunun etkili aktörlerinin Filistin’i tanıdığını açıklamasıyla, Filistin Devleti'ni tanıyan devlet sayısı 150'nin üzerine çıktı. Bu tanıma kararları, uluslararası hukuk mekanizmalarında Filistin'in "uluslararası muhatap" statüsünü güçlendirmesi açısından kritik önem taşıyor ve "yeni bir Avrupa kırılması" olarak değerlendiriliyor.

1988 bildirgesi, mücadelenin temel dayanağı

Cezayir'de okunan bağımsızlık deklarasyonu, 1967 sınırlarını esas alması ve uluslararası hukuka dayalı bir çerçeve sunması nedeniyle, Filistin halkının siyasi taleplerinin resmi bir metne dönüşmesini sağlamıştı. 2012’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Filistin’e “üye olmayan gözlemci devlet” statüsü vermesi, Filistin’in uluslararası mahkemelere erişim kapasitesini artırmıştı.

Bugün, Fetih'in de vurguladığı gibi, Filistin dosyasının yeniden canlanması, BM Güvenlik Konseyi'nde Filistin'in tam üyeliği yönündeki tartışmaları güçlü bir şekilde desteklemektedir. Filistin Devleti, kuruluşunun 37. yılını, uluslararası alanda tanınma dosyasının yeniden ivme kazandığı bir dönemde idrak etmektedir.

Orta Doğu Haber