Mehmet Acet Şöyle bir kulis bilgisiyle başlayalım yazıya: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, görüştüğü AK Parti İl Başkanlarından, milletvekili adaylığı için teklif götürülebilecek çapa sahip olan isimler önermesini istiyor. Erdoğan, şu an için siyaset içinde olmayan, nitelikli, halkın sevdiği, bulunduğu yerde kendisine sempatiyle bakılan, yaptığı işte kendisini pozitif şekilde ayrıştırmış, yıpranmamış, mümkün oldukça genç isimlerden böyle bir liste oluşturma niyetinde. Vakti saati geldiğinde bu isimlere, doğrudan “Sizi aramızda milletvekili olarak görmek istiyoruz” diye teklif götürülecek. Plan bu. Büyükşehirlerden birinin İl Başkanıyla yaptığı görüşmede, Erdoğan, bu ısrarını çok açık şekilde belli ediyor. “Bana siyasette olmayan, genç isimler söyle” diyor. İlgili şehrin il başkanı bu vasıflara uygun düştüğünü düşündüğü bir ismi gündeme getirince, o isim akla yatıyor ve ‘teklif götürülecek kişi’ sıfatıyla listeye ekleniyor. Bu seçimlerin parlamento ayağında zafere ulaşmak için, milletvekili aday listeleri bütün partiler için büyük önem taşıyor olacak. AK Parti de, listelere bir tepki oluşmaması için, titiz bir çalışma yürütüyor. Sadece talip olanlar, aday adayı olarak sıraya girip bu yarışa katılanlar üzerinden tercihler belirlenmeyecek. Böyle olunca siyasetteki kalite çıtasının düştüğü de bir gerçek. O nedenle 81 ilde sevilen, sayılan aday gösterildiği takdirde “Hah bu oldu işte” dedirtecek isimlerin ‘teklif usulü’ ile milletvekili adayı yapılmasının, seçmenin teveccühünü de pozitif şekilde etkileyeceği düşünülüyor. OYLAR YÜKSELDİ, SON DÜZENLEMELER AK PARTİYE %3, 3,5 ORANINDA OY GETİRDİ. Son araştırmalar AK Parti içinde moralleri yükseltmiş. “Vaziyet nasıl” diye sorduğumuzda, kampanyayı yürüten isimlerden biri, “Vaziyet iyi, AK Parti oylarında yükseliş var. Daha önce %38’leri görüyorduk, şimdi %41’leri görmeye başladık.” Cevabını veriyor. Yalnız bu ‘moral cümlesini’ bir ‘dikkat çekme’ ifadesi takip ediyor. “Kendimizden bir hata üretmememiz lazım” “Zaten karşı taraftakiler o hatayı bol bol üretiyorlar” biçiminde. TOGG DIŞINDA YENİ BİR YERLİ OTOMOBİL, YUSUFELİ BÜYÜKLÜĞÜNDE YENİ BARAJLAR… Seçim kampanyanın odağında ‘pozitif dil’ var. Geleceği umutla bakma, her daim umuda yatırım yapma ve vatandaşa ‘umutlu bir gelecek’ vadetme anlayışı ön planda. Seçim beyannamesi için güçlü bir hazırlık yapılıyor. Bakanlıklarda yeni vaatler, yeni müjdeler için hazırlıklar yürütülüyor. Bazı bakanlardan, verilecek sözlere dair şimdiden parlak öneriler gelmiş. Bir önümüzdeki 5 yıl için verilecek sözler var, bir de, Türkiye yüzyılı mottosuna uygun düşecek şekilde, 2050’lere uzanacak türden vaatler. TOGG’den sonra bir başka yerli ve milli otomobilin yollara çıkması, Yusufeli gibi Dünya’nın en yüksek barajları arasında yer alacak başka barajların inşa edilmesi gibi. “YÜZYILIN ‘ROMANINI’ BİRLİKTE YAZIYORUZ” AK Parti’nin ‘kemik oylarının’ oluşmasında güçlü icraatlar her daim etkili olmuştur. Partinin, 2022 ortalarında ekonomik bakımdan oluşan en zor dönemde bile, yüzde 30 bandında tutunabilmesinin temel gerekçelerinden biri bu. “Nasıl oluyor da bu kadar sıkıntıya rağmen böyle oluyor” diye soranlar, (hayıflananlar), bunu milletin ‘cehaletine’ bağlamak yerine, daha ‘kibirsiz’ bir yöntem olan ‘anlama çabası’ ile hareket etseler, bu gerçeğe daha kolay şekilde ulaşabilirler. AK Parti açısından pozitif kampanya ve pozitif dil derken, önümüzdeki Cuma günü belki de bunun altını biraz daha kalınca çizme ve millete gösterme niyetiyle hayli dikkat çekici bir program yapılacağını buradan duyurabilirim. Nedir o program? Roman vatandaşlarla buluşma programı. Bu program için, pozitif kampanya mottosuna uygun düşecek bir slogan bile bulunmuş: “Yüzyılın ‘romanını’ birlikte yazıyoruz” Denilene göre, yine ‘pozitif kampanya’ diline uygun, güçlü temaları olan reklam filmleri hazırlanmış. Şubat ayında bu reklam filmlerinin ekranlarda dönmesi planlanıyor.