Gazze’deki insani kriz ve İsrail’in uyguladığı abluka, uluslararası toplumda giderek artan tepkilere yol açıyor. İngiltere’de 800’den fazla hukukçu, akademisyen ve emekli üst düzey yargıç, İngiltere hükümetine bir mektup göndererek İsrail’e yaptırım uygulanmasını talep etti. Mektupta, Gazze’deki insani yardımın engellenmesi ve soykırım suçlamalarına ilişkin “temel uluslararası hukuki yükümlülüklerin” yerine getirilmesi gerektiği vurgulandı.
Uluslararası tepkiler
Geçtiğimiz hafta, aralarında Kanada, İngiltere, Fransa ve Avustralya’nın bulunduğu 23 ülke, İsrail’in Gazze’ye insani yardım girişlerini ciddi şekilde sınırlamasını kınadı. Ortak açıklamada, Gazze halkının açlıkla karşı karşıya olduğu belirtilerek, insani yardımın politize edilmemesi gerektiği ifade edildi.
İngiltere, Fransa ve Kanada liderleri ise İsrail’e sert bir uyarıda bulunarak, Gazze ve Batı Şeria’daki saldırıların durdurulmaması ve insani yardım ablukasının kaldırılmaması durumunda somut adımlar atılacağını açıkladı. “Netanyahu hükümetinin bu vahim eylemlerine sessiz kalmayacağız” denilen açıklamada, askeri operasyonların devam etmesi halinde yaptırım uygulanacağı belirtildi.
Hukuki ve siyasi çağrılar
The Guardian tarafından yayınlanan bir mektupta, eski Yüksek Mahkeme yargıçları Lord Sumption ve Lord Wilson ile 70’den fazla Kıdemli Avukat (KC) dahil olmak üzere birçok isim, İngiltere Başbakanı Keir Starmer’a acil ve kararlı adımlar atması çağrısında bulundu. Mektupta, Gazze halkının yok olmasını önlemek için “acil ve kararlı” bir müdahaleye ihtiyaç olduğu ifade edildi.
Mektupta, İsrail’in Gazze’de savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve uluslararası insancıl hukukun ciddi ihlallerini işlediği belirtildi. İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in Gazze’nin “tamamen yok edilmesi” yönündeki açıklamaları, soykırım suçlamalarının temel dayanaklarından biri olarak gösterildi.
İngiltere’nin rolü
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, geçtiğimiz hafta İsrail ile yeni bir serbest ticaret anlaşması müzakerelerini askıya aldığını duyurdu. Ancak hukukçular tarafından gönderilen mektupta, mevcut ticaret bağlarının gözden geçirilmesi, 2030 İngiltere-İsrail ortaklık yol haritasının askıya alınması ve ticaret yaptırımlarının uygulanması talep edildi. Ayrıca, İsrail’in soykırımı teşvik eden veya yasa dışı yerleşimleri destekleyen bakanlarına mali yaptırımlar ve seyahat yasakları getirilmesi çağrısında bulunuldu.
Gazze’deki durum
İsrail, 2 Mart’ta Gazze’nin ana geçiş noktalarını kapatarak, 2.3 milyon Filistinli için gıda, tıbbi ve insani yardımları kesmişti. İnsan hakları örgütleri, İsrail’i açlığı bir savaş silahı olarak kullanmakla suçluyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, İsrail’in Gazze’ye yalnızca “bir çay kaşığı yardım” gönderdiğini ve bunun krizi hafifletmek için yeterli olmadığını belirtti.
Uluslararası yardım kuruluşları, İsrail’in sınırlı sayıda yardım kamyonunun girişine izin vermesinin ablukanın sona erdiği izlenimi yaratmak için bir “kamuflaj” olduğunu ifade ediyor. Gazze’deki insani ihtiyaçların karşılanması için daha fazla yardımın sağlanması gerektiği vurgulanıyor.
Hukukçular, İngiltere’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emirlerini uygulaması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, İsrail’in Birleşmiş Milletler’in yardım kuruluşu UNRWA’yı yasaklaması ve BM tesislerine yönelik saldırıları, BM sistemine yönelik bir tehdit olarak değerlendiriliyor.
Sonuç
İngiltere’nin İsrail’e yönelik yaptırımlar konusunda daha hızlı ve etkili adımlar atması gerektiğini savunan hukukçular, uluslararası hukukun korunması ve Gazze’deki insani krizin önlenmesi için acil müdahaleye ihtiyaç olduğunu belirtiyor.