Terör örgütü YPG'nin kilit isimlerinden "Mazlum Kobane" kod adlı Ferhat Abdi Şahin, Suriye Hükümeti ile 10 Mart'ta imzaladıkları kapsamlı mutabakatın yıl sonuna kadar tamamlanacağını duyurdu. Bu açıklama, Suriye'de yıllardır devam eden çatışma ve bölünme sürecinin sonuna yaklaşıldığına dair en güçlü sinyal olarak değerlendiriliyor.
YPG ile Suriye hükümeti arasında varılan “10 Mart Mutabakatı”, örgütün Suriye’nin kuzeydoğusunda işgal ettiği tüm siyasi, askeri ve idari şartları kabul ederek kontrolü Şam yönetimine devretmesini öngörüyor.
Mutabakatın kapsamı ve ana maddeleri
Suriye topraklarında yeniden egemenliğin tesisini ve siyasi istikrarı hedefleyen anlaşmanın ana başlıkları kritik öneme sahip:
-
Kürtlere anayasal güvence: Kürt toplumu, Suriye Devleti'nin ayrılmaz bir parçası olarak tanınacak; kültürel ve siyasi hakları anayasal güvence altına alınacak.
-
Petrol ve gaz sahalarının devri: YPG, kuzeydeki tüm petrol ve gaz sahalarını, enerji altyapısı ve gelir yönetimiyle birlikte istisnasız bir şekilde Şam’a teslim edecek.
-
İdari ve askeri devir: Sivil yönetim birimleri, sınır kapıları, havaalanları ve tüm askeri noktalar Suriye ordusuna devredilecek. Kuzeydoğudaki tüm kurumlar devlet otoritesi altında yeniden yapılandırılacak.
-
Ateşkes ve geri dönüş: Suriye topraklarında kalıcı bir ateşkes uygulanacak ve ülkeden ayrılan mültecilerin güvenli şekilde kendi beldelerine dönüşü devlet kurumları tarafından teminat altına alınacak.
-
Bölünme çağrılarının reddi: Mutabakat metni, bölünme çağrılarını ve nefret söylemlerini tamamen reddettiğini açıkça belirtiyor.
PKK kurucusunun çağrısı etkili oldu
Anlaşmanın, terör örgütü PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan’ın örgüte yönelik silah bırakma ve kendini feshetme çağrısının hemen ardından imzalanması dikkat çekiyor. YPG’nin bu anlaşmayı kabul etmesiyle birlikte, Şam yönetimi ülkenin kuzeyindeki petrol sahalarından sınır kapılarına kadar tüm stratejik noktalar üzerinde yeniden tam kontrol kurmuş olacak.
"10 Mart Mutabakatı", Suriye'de yıllardır süren karmaşık çatışmaların sonlandırılması ve Suriye Devleti'nin toprak bütünlüğünün sağlanması yolunda atılmış en ciddi diplomatik adım olarak nitelendiriliyor. Mutabakatın yıl sonuna kadar tamamen uygulanması, bölgedeki dengeleri kökten değiştirecek tarihi bir kırılma noktası olarak görülüyor.
