Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ve İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, geçen hafta bir toplantı ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Görüşmelerde, Safedi, ülkesinin İran ile "iyi ilişkiler" kurmak istediğini belirtirken, Abdullahiyan ise ülkesinin "Ürdün'e saygı duyduğunu, Ürdün'ün ve bölgenin güvenliğine önem verdiğini" ifade etti.

İki bakan arasındaki görüşmelerin, özellikle İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının durdurulması gerekliliği konusunda mutabakatın da oluşmasıyla Ürdün-İran ilişkilerinin "iyiye gittiği" yönündeki beklentileri artırdı.

Uzmanlar, Gazze'nin iki ülke için "buluşma noktası" olma ihtimalini göz ardı etmese de İran'ın bölge ülkelerine yönelik tutumunda garanti vermediği sürecek 8 yıldır "soğuk seyreden" Ürdün-İran ilişkilerinde olumlu bir gelişme beklemiyor.

"Ürdün, İran'ın müdahaleci tutumunu değiştireceğine inanmıyor"

Ürdün-Alman Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Görevlisi Bedir el-Madi, "Ürdün-İran ilişkileri, İran'ın son reformist Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi (1997-2005) döneminin sona ermesinden bu yana güvensizliğe dayanıyor." dedi.

Madi, "Ürdün'ün İran'ın diğer ülkelerin içişlerine müdahale geleneğine son verip vermeyeceği konusunda hala şüpheleri var. İran'ın tek bir sesinin olmaması, onun siyasi ve askeri tutumunun hakikatini temsil ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

Ürdünlü uzman, "İran, hala Ürdün'ün kendisine düşman olan uluslararası koalisyonun bir parçası olduğuna inanıyor ve Ürdün'ün açık bir şekilde ABD ve İsrail'e karşı olan ittifaklara katılması gerektiğine inanıyor." diye konuştu.

İran'ın bölge ülkelerine yönelik tutumuna değinen Madi, "ABD'nin Irak işgali, İran'ın hem yeni hem de geleneksel araçlarla Arap bölgesine nüfuz etmek için beklediği fırsatı temsil ediyordu. Ürdün ise İran'la açık bir siyasi çekişmeye girmemeye çalıştı ancak İran'ın Suriye savaşındaki tutumu, onun bu savaşa yönelik asıl niyetini ortaya koydu." dedi.

Madi, "İran, Ürdün sınırı yakınındaki bazı grupları destekleyerek Ürdün'de stratejik kaygı yaratmayı ve ülkenin istikrarını zedelemeyi hedefliyor." yorumunu yaptı.

Ürdün'ün Suriye sınırında uyuşturucu kaçakçılarına karşı yürüttüğü operasyonlara işaret eden Madi, uyuşturucu kaçakçılarının Ürdün'e devlet güvenliği ve sosyal yapıyı bozmak için İran tarafından yönlendirildiğini öne sürdü.

"Ürdün-İran ilişkileri güvensizliğe dayalı"

İsrail'in Gazze'de aylardır devam eden saldırıları noktasında Ürdün ile İran'ın tutumu arasında stratejik farklılıkların bulunduğunu belirten Madi, İran'ın Filistin direnişini dolaylı ve üstü örtülü bir şekilde desteklediğini söyledi.

Ürdünlü uzman, İran'ın "Filistin ve Kudüs'ü kurtarma iddiasıyla siyasi meşruiyet elde etmeyi amaçladığını ve bilinçli olarak bu yöntemi izlediğini" öne sürdü.

İsrail'in Suriye'de İran'ın Şam Konsolosluğunu hedef almasına karşı İran'ın 13 Nisan'da yaptığı misillemeye işaret eden Madi, "İran, Gazze savaşının başlamasından 6 ay sonra bile, ta ki kırmızı çizgisi olan Devrim Muhafızları Komutanları hedef alınana kadar Filistin halkının zaferi için ciddi bir adım atmadı." değerlendirmesinde bulundu.

İran-Ürdün ilişkilerinin derinliğine ilişkin söylemlerin gerçeği yansıtmadığını savunan Madi, "Ürdün, İran'ın hırslarından ya da Arap ülkelerinin siyasi ve kültürel yapılarına nüfuz etmek için bölgeyi istikrarsızlaştırmaya dayanan stratejisinden vazgeçeceğine inanmıyor." şeklinde konuştu.

İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun Ürdün'e karşı silahlı grupları destekliğini hatırlatan Madi, "İranlı siyasilerin açıklamaları, Devrim Muhafızları'nın temsil ettiği İran'ın gerçek tutumunu yansıtmıyor." dedi.

Madi, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının Ürdün ile İran arasında bir "ortak anlayış" oluşturmayacağını, ancak mevcut anlaşmazlığın artmasına da yol açmayacağını düşündüğünü söyledi.

"İran, Ürdün'ü ABD'nin bir cephesi olarak görüyor"

Ürdün'de Siyaset ve Toplum Enstitüsü'nde görev yapan Iraklı araştırmacı Abdullah et-Tai, Ürdün ve İran ilişkilerinde bir değişim olmadığını ifade ederek, "Amman ile Tahran arasındaki ilişkilerde hala bir güvensizlik durumu hakim." dedi.

"İran'ın, Ürdün'ü ABD'nin bir cephesi" olarak gördüğünü kaydeden Tai, Ürdün'ün ise İran'ın bölgesel siyasetine kuşkuyla bakmayı sürdürdüğünü aktardı.

Suriye'deki İran destekli grupların yanı sıra Irak'taki silahlı grupların da zaman zaman Ürdün için tehdit oluşturduğunu kaydeden Tai, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi'nin son zamanlarda Suriye'deki uyuşturucu ve silah kaçakçılığı krizini ve Ürdün kurumlarına düzenlenen siber saldırılara yönelik açıklamalarını hatırlattı.

"Ürdün İran'a düşmanlık beslemiyor ancak İran konusunda kendini güvende hissetmiyor"

Tai, Ürdün'ün İran'la olan ilişkisinde çıkarlarına ve ulusal güvenliğine bakıldığında, ilişkilerdeki konuların sadece Gazze ya da Filistin meselesiyle ilgili sınırlı olmadığının görüleceğini belirtti.

İki taraf arasında, sahada etkili olacak garantiler verilmesini ve iyi niyet gösterilmesini gerektiren çözülmemiş sorunlar olduğunu belirten Tai, "Ürdün uluslararası müttefikleriyle özellikle ABD ile ilişkileri olmasına rağmen iyi niyet gösterdi ve Suudi Arabistan-İran anlaşmasına benzer şekilde, Bağdat'ta 2022'de İran'la güvenlik düzeyinde ikili diyaloglara başladı." ifadesini kullandı.

Tai, "Ürdün İran'a düşmanlık beslemiyor ancak İran'ın bölgedeki rolü konusunda kendisini güvende hissetmiyor." diye konuştu.

Iraklı uzman Tai, iki ülke dışişleri bakanları arasındaki toplantı ve telefon görüşmelerinin gerginliği artırmaya değil, ilişkileri korumaya yönelik adımlar olarak ve ulusal güvenliği vurgulama şeklinde geliştiğini ifade etti.

Amman-Tahran arasındaki gerilimi düşürme girişimleri

Ürdün Dışişleri Bakanı Safedi ile İranlı mevkidaşı Abdullahiyan, 18 Nisan'da Orta Doğu'daki durumu görüşmek üzere düzenlenen BMGK oturumu sırasında New York'ta bir araya geldi.

2011'deki halk hareketlerinin başladığı Dera'nın il merkezi muhaliflerin kontrolüne girdi 2011'deki halk hareketlerinin başladığı Dera'nın il merkezi muhaliflerin kontrolüne girdi

Görüşmede ülkesinin İran'la "iyi" ilişkiler kurma arzusunu dile getiren Safedi, bunun sağlanması için iki ülke arasındaki gerilimin nedenlerinin ortadan kaldırılması ve Ürdün'ün iç işlerine müdahale edilmemesi gerektiğini vurguladı.

Ülkesinin "Ürdün'e saygı duyduğunu, bölgesel rolünü ve siyasi tutumunu saygıyla karşıladığını" ifade eden İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan ise "İran medyasında Ürdün hakkında yer alan eleştirel ve hakaret içerikli haberlerin Tahran'ın Amman ile ilişkilere değer veren resmi tutumunu temsil etmediğini" vurguladı.

İran'ın Amman maslahatgüzarı Ali Asgar Nasıri, 14 Nisan'da Ürdün Dışişleri Bakanlığına çağrılmış ve kendisine İran medyasında Ürdün hakkında yer alan hakaret içerikli haberler hakkında protesto notası verilmişti.

Ürdün-İran ilişkileri, Amman yönetiminin, İran-Irak savaşında Irak'ı desteklemesi sebebiyle 1980'lerde 20 yıl kesintiye uğramıştı.

Ocak 2016'da İran ile diplomatik ilişkileri kesme kararı alan Suudi Arabistan ile dayanışma gösteren Ürdün, Nisan 2016'da Tahran'daki büyükelçisini "istişare amacıyla" çağırmış ve İran ile diplomatik ilişkilerini maslahatgüzarlık seviyesine indirmişti.