Türkiye

Türkiye’deki Filistinli ve Suriyeli mülteciler için "ücretsiz sağlık" dönemi kapanıyor

Türkiye, geçici koruma altındaki Suriyeli ve Suriye kökenli Filistinli mülteciler için 13 yıldır süren ücretsiz sağlık hizmetini 1 Ocak 2026 itibarıyla sonlandırıyor.

Abone Ol

Türkiye’de yaşayan yaklaşık 2,37 milyon geçici koruma statüsündeki bireyi ve Suriye’den gelen Filistinli mültecileri yakından ilgilendiren kritik bir değişiklik kapıda. Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, 2026 yılının ilk gününden itibaren mülteciler, Türk vatandaşları ve diğer yabancı yerleşikler gibi Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamına alınacak. Bu adım, 13 yıllık ücretsiz sağlık hizmeti döneminin sonu anlamına geliyor.

Ücretsiz tedaviye sıkı denetim

Yeni yasal düzenleme ile mülteciler artık aylık sigorta primlerini ödemekle yükümlü olacak. Düzenlemenin getirdiği temel değişiklikler şunlar:

  • Acil durum istisnası: Sadece acil vakalar, temel aşılama programları ve anne-bebek sağlığı hizmetleri ücretsiz kalmaya devam edecek.

  • İlaç ve tetkik katkısı: İlaç, muayene, tahlil ve radyolojik görüntüleme işlemleri için Türk vatandaşlarında olduğu gibi katkı payı ödenmesi gerekecek.

  • Kayıtlı istihdam zorunluluğu: Sağlık haklarından yararlanmak, doğrudan bir işveren altında sigortalı çalışmaya veya bireysel prim ödemeye bağlanacak.

"Kırılgan gruplar" baskı altında

Karar, özellikle mevsimlik işlerde çalışan, sabit geliri olmayan ve kronik rahatsızlığı bulunan mülteciler arasında endişeye yol açtı. Gaziantep’te yaşayan Filistinli mülteci Adnan Bastuni gibi pek çok kişi, artık doktora gitmenin "hassas bir bütçe hesabı" gerektireceğini ifade ediyor. Kayıt dışı sektörde çalışanlar için sigorta primlerini karşılamak, zaten yüksek olan kira ve yaşam maliyetleri karşısında yeni bir yük oluşturuyor.

Geri dönüş teşvikleri yeterli mi?

Sağlık ve ikamet şartlarının zorlaşmasıyla birlikte, uluslararası kuruluşların sunduğu geri dönüş teşvikleri de gündemde. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), Suriye’ye kesin dönüş yapanlara tek seferlik 600 dolarlık bir nakdi yardım sunuyor.

Ancak mülteciler, bu miktarın bir çözüm olmaktan uzak olduğunu belirtiyor. Suriye’deki evleri (özellikle Yermük Kampı gibi bölgeler) yıkılmış olan mülteciler için bu meblağın ne ulaşım maliyetlerini ne de yıkık dökük bir şehirde yeni bir hayat kurma masraflarını karşılamaya yeteceği vurgulanıyor.

"600 dolarlık yardım bir cazibe merkezi değil. Yermük Kampı’na dönmek, işin, hizmetin ve altyapının olmadığı bir enkaza dönmek demektir." — Münir Abdülhamid, Filistinli Mülteci.

Sonuç: Haklar ve sorumluluklar dengesi

Türkiye’nin bu adımı, mülteci yönetiminde "hakların sorumluluklara ve kayıtlı çalışmaya bağlandığı" daha katı bir aşamaya geçildiğini gösteriyor. 2026 yılı, Türkiye’deki Suriye kökenli mülteciler için ya sisteme tam entegre olma ya da belirsiz bir geleceğe doğru yeni rotalar (Suriye'ye dönüş veya üçüncü ülkelere göç) arama yılı olacak gibi görünüyor.

Daily Ummah