ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz günlerde İskoçya'nın Turnberry kentinde düzenlenen bir basın toplantısında, Gazze İnsani Yardım Fonu'na (GHF) yaptığı bağışlar için uluslararası topluluktan bir "teşekkür" beklediğini dile getirdi. Trump, iki hafta önce Gazze için 60 milyon dolarlık bir gıda yardımı yaptıklarını belirterek, bu yardımın hiçbir ülke tarafından takdir edilmediğini söyledi.
Trump, “Hiçbir Avrupa ülkesi yardımda bulunmadı. Yani, sadece biz yardım ettik.” şeklinde konuştu. ABD'nin GHF'ye yaptığı son bağışın 30 milyon dolar olduğunu hatırlatan Trump, “Eğer biz olmasaydık, insanlar açlıktan ölecekti.” dedi.
Ancak, GHF, insan hakları örgütleri tarafından eleştirilen bir kuruluş olarak biliniyor. Bu kuruluşun, Birleşmiş Milletler'in (BM) oluşturduğu yardım dağıtım altyapısını bypass ederek, Gazze'deki yardımları kısıtladığı ve Filistinlilerin uzun mesafeler kat ederek yardıma ulaşmasını zorlaştırdığı ifade ediliyor.
İsrail'in Gazze'deki ana geçiş noktalarını kapatmasıyla birlikte, bölgedeki insani kriz daha da derinleşti. Yaklaşık 2.3 milyon Filistinli, artan açlık ve yetersiz gıda kaynaklarıyla karşı karşıya kalırken, insan hakları örgütleri bu durumu savaş suçu olarak nitelendiriyor.
Son raporlar, Gazze'deki insani durumun kritik seviyelere ulaştığını ve birçok insanın açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Dünya Gıda Programı (WFP), Gazze'deki her üç kişiden birinin günlerce yiyecek bulamadığını belirtiyor.
Öte yandan, GHF'nin yardım dağıtım merkezlerinde yaşanan izdihamlar ve İsrail güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucunda, çok sayıda Filistinli hayatını kaybetti. Sağlık kuruluşları, bu durumun "insani yardımın silah haline getirilmesi" anlamına gelebileceği uyarısında bulunuyor.
Trump'ın yardım talepleri ve GHF'nin faaliyetleri, uluslararası alanda tartışmalara yol açarken, birçok insani yardım kuruluşu, Gazze'deki durumu eleştirmeye devam ediyor.
