ABD Başkanı Donald Trump, Filistin devleti konusundaki tutumunu son günlerde gözle görülür bir şekilde değiştirdi. Üç G7 müttefiki olan Fransa, Birleşik Krallık ve Kanada, Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Filistin devletini tanıyacaklarını açıkladı. Bu gelişme, Trump'ın Orta Doğu politikasında önemli bir değişimin habercisi olarak yorumlanıyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un ani açıklamasının ardından, Trump bir gazetecinin sorusu üzerine "Bu onun kararı, ben Amerika'yı temsil ediyorum, Fransa'yı değil." yanıtını verdi. Birkaç saat sonra, Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer da Filistin devletini tanıyacağını duyurdu. Trump, bu durumu "Hamas'a ödül vermek." olarak nitelendirerek eleştirdi.
Kanada Başbakanı Mark Carney de bu açıklamalara katılarak, Filistin devletinin tanınmasının 77 yıllık İsrail-Filistin çatışmasını sona erdirmenin tek yolu olduğunu belirtti. Trump, Kanada'nın bu kararını "Ticaret anlaşmamızı zorlaştıracak." ifadeleriyle eleştirdi ve Kanada ürünlerine uygulanan gümrük vergilerini artırdı.
Trump'ın bu konudaki tutumu, etrafındaki savaş yanlısı danışmanlar ve bağışçıların etkisi altında şekilleniyor. Ulusal güvenlik uzmanı Glenn Carle, "Trump, konunun kendi kontrolünde olmadığını hissetti ve bu nedenle olumsuz bir tutum sergiledi." dedi. Ayrıca, Trump'ın Orta Doğu'daki politikalarının, Netanyahu'nun sağcı hükümetinin hedeflerine hizmet ettiğini vurguladı.
Filistin Yönetimi ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) üzerindeki yaptırımlar, Trump yönetiminin Filistin devletine yönelik olumsuz tutumunu pekiştiriyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, bu yaptırımları, Filistinli yetkililerin uluslararası mahkemelerde İsrail aleyhine yürüttükleri çalışmalarla ilişkilendirdi.
Kaliforniya Temsilcisi Ro Khanna, Trump'a Filistin devletini tanıma çağrısında bulunan bir mektup taslağı hazırladı. Khanna, "ABD'nin bu on yıllardır süren çatışmayı ve adaletsizliği anlaması gerekiyor." ifadelerini kullandı. Ancak, bu girişimin Cumhuriyetçi partinin yaklaşımını gözlemleyecekleri 2026 ara seçimlerinden önce gerçekleşmesi pek olası görünmüyor.
Sonuç olarak, Trump'ın Orta Doğu politikası, hem iç hem de dış etkenlerin etkisiyle şekillenmeye devam ediyor. Filistin devleti konusundaki belirsizlik, uluslararası ilişkilerdeki dinamikleri etkileyen önemli bir faktör olmaya devam ediyor.