Suriye’nin eski dışişleri bakanı ve uzun yıllar devlet başkanı yardımcılığı görevinde bulunan Faruk el-Şara’nın yayımladığı anılarında yer alan, Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad arasında 26 Ağustos 2004’te gerçekleşen son yüz yüze görüşmenin tam tutanağı, Ortadoğu’da yıllardır tartışılan kritik bir döneme ışık tuttu.

Barrack haftaya Lübnan'a gidecek
Barrack haftaya Lübnan'a gidecek
İçeriği Görüntüle

Görüşmenin ana gündemi, Esad’ın Lübnan Cumhurbaşkanı Emil Lahud’un görev süresini anayasa değişikliğiyle uzatma planıydı. Bu plana açıkça karşı çıkan Hariri, böyle bir kararın Lübnan’ın iç siyasetinde büyük kriz yaratacağı uyarısında bulundu. Esad ise kararın Suriye’nin stratejik çıkarları doğrultusunda verildiğini vurgulayarak, Hariri’yi bu politikayı desteklemeye zorladı. Görüşmenin ilerleyen dakikalarında Esad, Hariri’ye “Bu seninle aramızdaki ilk gerçek sınav” diyerek bir tür sadakat testi uyguladı.

Gerilimli diyaloglar

Tutanağa göre Hariri, Lahud’un kendisini siyasi olarak dışladığını ve küçük düşürdüğünü detaylı örneklerle anlatırken, Esad bu yakınmaları dinledi ancak ısrarla “mesele artık Lahud değil, Suriye’nin bölgedeki geleceğidir” dedi. Hariri, “Bu karar beni aşıyor, artık dayanamıyorum, ilaçlarla yaşıyorum” şeklinde sarsıcı ifadeler kullanırken, Esad soğukkanlı bir şekilde “Bu senin sınavın, karar senin” diyerek Hariri’yi baskı altına aldı.

Görüşmede Hariri, Lübnan’ın bağımsız karar alma yetisini vurgulasa da, Suriye’nin bölgedeki belirleyici aktör rolüne açıkça boyun eğmek zorunda bırakıldığı görülüyor. Esad ise, hem Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile Hariri arasındaki yakın ilişkiden rahatsızlığını dile getirdi, hem de Suriye’ye yöneltilen Batı baskısının sorumluluğunu Hariri’ye yükleyerek açık tehditler savurdu.

Suikasta giden yolun işaretleri

Bu görüşmeden sadece altı ay sonra, Şubat 2005’te Refik Hariri Beyrut’ta uğradığı bombalı suikast sonucu hayatını kaybetti. Suikasttan doğrudan Suriye rejimi sorumlu tutuldu ve uluslararası tepkiler sonucunda Suriye ordusu Lübnan’dan çekilmek zorunda kaldı.

Faruk el-Şara’nın anılarında yer verdiği bu tutanak, sadece iki lider arasındaki gergin diyaloğu değil, aynı zamanda 2000’li yılların başındaki Suriye-Lübnan ilişkilerinin ne kadar derin bir krizle şekillendiğini ortaya koyuyor. Tutanak, Esad’ın bölgesel liderlik anlayışını, Hariri’nin ise çaresizlikle direnmeye çalıştığı politik baskıyı gözler önüne seriyor.

Bölgesel etkileri

Görüşmenin içeriği, Suriye’nin Lübnan üzerindeki vesayetinin nasıl kurumsal hale geldiğini ve Lübnan siyasetçilerine hangi yollarla baskı uygulandığını belge niteliğinde ortaya koyuyor. Aynı zamanda, Hariri suikastının sadece Lübnan iç siyasetiyle değil, Şam’da alınan kararlarla doğrudan ilişkili olduğunu da açıkça gösteriyor.

Bu kayıtların gün yüzüne çıkması, sadece geçmişin değil, bugünkü Suriye-Lübnan-Türkiye eksenli bölgesel gerilimlerin arka planını anlamak açısından da büyük önem taşıyor. Faruk el-Şara’nın anıları, Ortadoğu’nun siyasi tarihinde hâlâ kapalı kalan sayfaları aralayan, diplomatik ve kişisel gerilimlerle örülü eşsiz bir tanıklık sunuyor.

daily ummah