Çin ve Suriye hükümetleri arasında, Suriye topraklarında bulunan ve bir kısmı çatışmalara katıldığı bilinen Uygur azınlığın geleceğine dair önemli bir diplomatik görüşme gerçekleşti. Görüşmelerde, Çin heyeti, Suriye'deki Uygurların durumu hakkında kesin ve net beklentilerini dile getirdi.
Pekin'in temel beklentisi: Vatandaşlık ve kimlik değişimi
Çin heyetinin Suriyeli muhataplarına ilettiği en temel talep, Uygurların Suriye toplumuna tam entegrasyonu oldu. Bu entegrasyonun kilit noktası olarak, Uygurlara Suriye vatandaşlığı verilmesi ve Suriye toplumunun bir parçası haline gelmeleri gösterildi. Çin, Uygur kimliğinin 1 ila 2 nesil içinde Suriye kimliği ile yer değiştirmesini ve asimile olmasını, kendisi için birincil beklenti olarak vurguladı. Bu talep, Pekin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi dışında bulunan Uygurların, köken bölgeleriyle bağlarının zamanla zayıflamasını arzuladığı şeklinde yorumlanıyor.
Özel yerleşim alanlarına "kırmızı çizgi"
Görüşmenin kritik bir diğer maddesi ise Uygurlar için özel yerleşim alanları kurulması ihtimaliydi. Çinli yetkililer, Suriye'de Uygurlara özel, izole yaşam alanlarının oluşturulmasına kesinlikle karşı çıktı. Heyet, böyle bir durumun gelecekte bir güvenlik riski oluşturabileceği gerekçesiyle bunun Pekin'in "kırmızı çizgisi" olduğunu açıkça ifade etti. Bu tutum, Çin'in, Uygurların Suriye'de organize bir topluluk olarak kalmasının ve radikalleşme potansiyelinin önüne geçmeyi amaçladığını gösteriyor.
Suriye'den iade iddialarına yalanlama
Görüşmelerin ardından kamuoyuna yansıyan bir iddia üzerine Suriye Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaptı. Suriye resmi haber ajansı SANA'da yer alan habere göre, Dışişleri Bakanlığı, AFP'de çıkan "Uygur savaşçıların Çin'e teslim edileceği" yönündeki iddiaları yalanladı. Bu yalanlama, Şam yönetiminin Uygurlar konusundaki diplomatik hassasiyetleri dengeleme çabasını işaret ediyor.
Suriye'deki Uygurların çoğunun, ülkedeki iç savaş sırasında çeşitli grupların saflarında savaştığı biliniyor. Bu durum, Çin-Suriye ilişkilerinde uzun süredir güvenlik ve iade konularında bir gerilim noktası oluşturuyordu. Gerçekleşen bu görüşme, iki ülkenin Uygur meselesini diplomatik yollarla ve Çin'in güvenlik endişelerini merkeze alarak çözme niyetini gösteriyor.