Afyoncu, şu anda Türkiye’nin en önemli sorununun nüfus olduğunu ve bu gidişatın, tarım başta olmak üzere birçok alanda işgücü krizine yol açacağını vurguladı.
Afyoncu, Osmanlı’nın son yüzyıllarındaki nüfus gerilemesinin savaş kayıplarına ve imparatorluğun çöküşüne neden olduğunu hatırlatarak, “Cumhuriyet kurulduğunda nüfus 13 milyona düşmüştü, Atatürk’ün en büyük amacı nüfusu artırmaktı” dedi.
Ancak 1965’te çıkarılan Nüfus Planlaması Kanunu’nun bir dönüm noktası olduğunu belirten Afyoncu, bu tarihten sonra nüfus planlaması ve doğum kontrolü politikalarının nüfus artışını düşürdüğünü ifade etti. 1945’te 6.9 olan doğurganlık hızının, 2023 itibarıyla 1.51’e gerilediğine dikkat çeken Afyoncu, “Büyük şehirlerde bu oran 1’in bile altına düşüyor. Bulgaristan’ın bile gerisindeyiz” dedi.
Özellikle Şanlıurfa, Van, Mardin, Diyarbakır gibi illerdeki yüksek doğurganlık hızının Türkiye genel ortalamasını ayakta tuttuğunu vurgulayan Afyoncu, “Aksi halde doğurganlık hızımız 1’e düşerdi” dedi.
Afyoncu, “Eğer doğurganlık hızımızı en az 2.1 seviyesinde tutamazsak, Avrupa gibi yaşlı nüfus ağırlıklı bir ülkeye dönüşeceğiz. Bu, savaşlardan bile daha büyük bir tehdit ve gerçek bir beka sorunu” diye uyardı.