İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmaya başladığında, birçok ülkenin temsilcisi salonu terk etmeye başladı. Bu durum, Netanyahu'nun Gazze Şeridi'nde 7 Ekim 2023'ten bu yana süregelen saldırılarının ve insani yardım girişlerine yönelik engellemelerin yarattığı uluslararası tepkinin bir yansıması olarak değerlendirildi.

Netanyahu, konuşmasına başlamadan önce protestolar nedeniyle bir süre beklemek zorunda kaldı. Salonda gürültülerin yükselmesi ve bazı delegelerin protesto ifadeleri dikkat çekti. Ayrıca, binanın girişinde bulunan protestocular, içeri giren ülke delegasyonlarına "Neden Netanyahu'yu dinlemeye gidiyorsunuz?" şeklinde tepki gösterdi.

Konuşması sırasında İran heyeti, İsrail'in İran'a yönelik saldırılarında hayatını kaybeden sivillerin fotoğraflarını masaya bırakarak salonu terk etti. Netanyahu, konuşmasında Gazze, Lübnan, Yemen ve Suriye'ye yönelik İsrail'in düzenlediği saldırılara değinerek, İran'ın bölgedeki tehditler arasında olduğunu savundu.

Netanyahu'nun bu açıklamaları, uluslararası toplumda büyük bir tepkiyle karşılandı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki bu olay, İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonlarına ve sivil kayıplara ilişkin artan eleştirilerin bir göstergesi olarak öne çıkıyor.

Bu gelişmeler, Netanyahu'nun uluslararası alandaki destek ve itibarını zedeleyerek, İsrail'in bölgedeki politikalarının sorgulanmasına neden oldu.

Netanyahu'nun BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasından öne çıkanlar:

Bu harita, İran'ın terör ekseninin lanetini gösteriyor. Bu eksen tüm dünya barışını tehdit ediyordu. Bölgemizin istikrarını ve ülkem İsrail'in varlığını tehdit etti.

Husi liderliğinin yarısı gitti. Yahya Sinvar gitti. Nasrallah gitti. Esed rejimi gitti. Irak’taki milisler, onlar da gidecek İran’ın en üst düzey bilim insanları da gitti.

Hizbullah'ın en büyük kısmını ezdik ve felç ettik. İran semalarını kontrol altına aldık ve pilotlarımız oradaki uranyum zenginleştirme tesislerini bombaladı. İran'ın nükleer ve balistik programlarını yok ettik.

Hamas bebekleri diri diri yaktı.

Henüz işimiz bitmedi. Hamas'ın son kalıntıları Gazze Şehrinde saklanıyor. 7 Ekim'deki zulmü tekrar tekrar yapmak istiyorlar. Bu yüzden İsrail bu işi mümkün olduğunca çabuk bitirmeli.

Kalan Hamas liderlerine ve rehinelerimizin şöyle diyorum: Silahlarınızı bırakın. Halkımı serbest bırakın. Rehineleri, hepsini, 48 kişiyi serbest bırakın. Onları hemen serbest bırakın. Bunu yaparsanız, yaşarsınız. Yapmazsanız, İsrail sizi yakalayacaktır. Bu forumdan hoparlörler aracılığıyla doğrudan o rehinelere seslenmek istiyorum. “Cesur kahramanlarımız. Ben Başbakan Netanyahu, Birleşmiş Milletler'den canlı olarak sizlere sesleniyorum. Sizi bir an bile unutmadık. İsrail halkı sizinle birlikte. Sizi eve getirene kadar pes etmeyeceğiz ve durmayacağız.”

Bizi kamuoyunda kınayan liderler, özel olarak bize teşekkür ediyorlar. İsrail'in mükemmel istihbarat servislerine ne kadar değer verdiklerini söylüyorlar.

Yvan Gil, Gazze'deki soykırımın durdurulmasını istedi
Yvan Gil, Gazze'deki soykırımın durdurulmasını istedi
İçeriği Görüntüle

Şansölye Merz gerçeği itiraf etti, şöyle dedi: “İsrail hepimiz için kirli işleri yapıyor.”

7 Ekim'den sonra birçok lider İsrail'i destekledi, ancak bu destek artık buharlaştı.

Dünyadaki zayıf liderler baskı altında pes ettiler.

İsrail, sivil kayıpları en aza indirmek için tarihteki herhangi bir ordudan daha fazla önlem almaktadır. İsrail'in yanında durmalısınız, ama yaptığınız şey bu değil.

İsrail, Gazze halkını kasten aç bırakmakla suçlanıyor, oysa İsrail Gazze halkını kasten besliyor. Yeterli yiyeceği olmayan Gazzeliler varsa, bunun nedeni Hamas'ın yiyecekleri çalmasıdır.

Bana “Filistin Yönetimi bize söz verdi” diyorlar. “Reform yapacak.” Bu sözleri on yıllardır duyuyoruz. Her zaman söz veriyorlar ama asla yerine getirmiyorlar. Filistin Yönetimi tamamen yozlaşmış durumda. Çocuklarına Yahudileri nefret etmeyi ve Yahudi Devleti'ni yok etmeyi öğretiyorlar.

7 Ekim'den sonra Filistinlilere Kudüs'ten 1 mil uzaklıkta bir devlet vermek, 11 Eylül'den sonra El Kaide'ye New York'tan 1 mil uzaklıkta bir devlet vermek gibidir.

Filistin devletini bize zorla kabul ettiremezsiniz; sırf siz zayıfsınız diye ulusal intihar yapmayacağız. Filistin Devleti'ne karşı çıkmam sadece benim politikam değil, İsrail ve halkının da politikasıdır.

Yeni Suriye hükümetiyle ciddi müzakerelere başladık. Suriye'nin egemenliğini saygı gösteren ve hem İsrail'in güvenliğini hem de bölgedeki azınlıkların güvenliğini koruyan bir anlaşmaya varılabileceğine inanıyorum.

Uzun süredir acı çeken İran halkı özgürlüğünü yeniden kazanacak. İran'ı yeniden büyük yapacaklar. İki eski halkımız. İsrail halkı ve İran halkı, tüm dünyaya fayda sağlayacak bir dostluğu yeniden kuracak.

Naziler Yahudilerden gitmelerini mi istedi? Nazikçe gitmelerini mi? Bunu yapan oldu mu? “Biz girelim diye çıkın” dediler mi? Tabii ki hayır.

daily ummah