Amerika

Kanada’dan İsrail’e sert eleştiri: Gazze’deki insanlık krizi kabul edilemez

Kanada, G7 ortaklarıyla birlikte İsrail’in Gazze’deki eylemlerini "orantısız ve egemenlik ihlali" olarak nitelendirdi. Yeni Başbakan Mark Carney liderliğindeki hükümet, İsrail’e yönelik daha sert bir duruş sergileyerek uluslararası hukuk ihlallerine karşı yaptırım sinyali verdi.

Abone Ol

Kanada, tarihindeki en sert açıklamalardan birini yaparak İsrail’in Gazze’deki eylemlerini kınadı ve uluslararası hukuk ihlallerine karşı harekete geçme çağrısında bulundu. G7 ülkeleri İngiltere ve Fransa ile ortak bir açıklama yayımlayan Kanada, Gazze’deki insani krizi "tahammül edilemez" olarak nitelendirdi ve İsrail’in yardım dağıtımını "yetersiz" bulduğunu belirtti.

Açıklamada, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun 2023 yılında Hamas’ın düzenlediği saldırılara verdiği yanıt "orantısız ve vahim" olarak değerlendirildi. Ayrıca, Gazze’deki 54.000 Filistinlinin hayatını kaybettiği belirtilirken, bu sayının ciddi şekilde eksik tahmin edilmiş olabileceği vurgulandı.

Uluslararası baskı ve yaptırım tehdidi

Kanada, İngiltere ve Fransa, İsrail’in Batı Şeria’daki yerleşimci saldırılarına ve Filistinlilere ait evlerin yıkımına karşı "daha fazla harekete geçmekte tereddüt etmeyeceklerini" ifade etti. Açıklamada, hedefli yaptırımların gündeme gelebileceği belirtildi. Bu sert ton, Kanada’nın İsrail’e yönelik geleneksel olarak daha temkinli yaklaşımından önemli bir sapma olarak değerlendiriliyor.

Kanada’nın bu yeni tutumu, Başbakan Mark Carney’nin liderliğindeki Liberal Parti hükümetinin uluslararası hukuka daha fazla vurgu yapan bir dış politika benimsediğini gösteriyor. Eski İngiltere ve Kanada Merkez Bankası Başkanı olan Carney, seçilmeden önce siyasi deneyimi olmayan bir isimdi. Ancak, ekonomik arka planı ve doğrudan üslubu, Gazze’deki insani krize yönelik güçlü açıklamalar yapmasına olanak tanıdı.

Carney, Kanada’nın ABD yerine Avrupa müttefiklerine daha yakın durması gerektiğini vurguladı. Bu yaklaşım, Trump yönetiminin Kanada’yı "51. eyalet" olarak görme söylemleri ve ticaret savaşlarıyla gerilen Kanada-ABD ilişkilerinden sonra şekillendi.

Gazze’deki kriz ve ABD’nin rolü

Gazze’deki 19 aylık savaş, Uluslararası Adalet Divanı tarafından “olası bir soykırım” olarak tanımlandı ve birçok insan hakları örgütü tarafından açıkça soykırım olarak nitelendirildi. Ancak, İsrail üzerinde gerçek bir baskı kurma kapasitesine sahip tek ülke olan ABD’nin, Trump yönetimi altında "Önce Amerika" politikasıyla İsrail’i zaman zaman dışladığı ifade ediliyor.

Kanada’nın sert açıklamaları, ABD’ye ve İsrail’e, uluslararası toplumun artık kenarda beklemeyeceği mesajını gönderiyor. Democracy for the Arab World Now’ın savunuculuk direktörü Raed Jarrar, Kanada’nın bu tutumunun, ABD’nin İsrail’den uzaklaşmasının müttefiklere daha eleştirel olma alanı açtığını belirtti.

Uluslararası hukuk ve Kanada’nın rolü

Kanada, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan uluslararası düzenin temel ilkelerini savunmaya devam ettiğini vurguladı. Birleşmiş Milletler’in kurucu üyelerinden biri olan Kanada, Filistinlilere yardım sağlayan UNRWA’ya finansal destek vermeyi sürdürüyor.

Orta Doğu Haber