İşgalci İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik iki yıldır süren saldırıları, bölgede sadece insani değil, aynı zamanda kalıcı ve bölgesel çevresel bir felakete yol açtı. Birleşmiş Milletler (BM) Uydu Merkezi (UNOSAT) verilerine göre, 22-23 Eylül itibarıyla Gazze Şehri'ndeki tüm yapıların yaklaşık yüzde 83'ü zarar gördü. Bu yıkımın sadece temmuzdan eylüle kadar %7 arttığı belirtildi.

BM Genel Kurulu'nun "Savaş ve Silahlı Çatışmalarda Çevrenin İstismarının Önlenmesi Günü" ilan ettiği 6 Kasım öncesinde yayınlanan raporlar, Gazze'deki yıkımın çevresel risklerini ortaya koydu:

Su kaynakları tükendi, kanalizasyon çöktü

  • Su Krizi: Arava Çevre Araştırmaları Enstitüsü'nün çalışmasına göre, Gazze'de kişi başına düşen günlük su miktarı, DSÖ'nün belirlediği asgari limit olan 15 litrenin altına inerek 8,4 litreye geriledi. Yer altı suyu kuyularının yüzde 75'inden fazlası hasarlı veya erişilemez durumda.

  • Kanalizasyon ve Atık: Saldırıların başlamasıyla atık su arıtma tesisleri faaliyetlerini sonlandırdı. Hanelerin yüzde 46'sı sel ve su birikintileri, yüzde 42'si ise katı atık yığınları nedeniyle sağlık tehdidi altında yaşıyor.

  • Tıbbi Atıklar: Aylık biriken 25 tonun üzerindeki tıbbi atığın sadece yüzde 4 ila 6'sı işlenebiliyor.

    Şam'dan ABD üssü iddialarına yalanlama
    Şam'dan ABD üssü iddialarına yalanlama
    İçeriği Görüntüle

Tarım alanları ve biyoçeşitlilik yok edildi

UNOSAT verileri, Mart 2018-Mart 2025 dönemini kapsayan analizlere göre, Gazze'deki tarım alanlarının yaklaşık yüzde 80'inin zarar gördüğünü veya yok olduğunu gösteriyor. Yeşil alanların ve ağaçların yüzde 80'inin yok edilmesi, bölgenin ekolojik dengesini bozarken, tarımsal altyapının tahribi gıda güvenliğini de vurdu.

Ayrıca, Gazze ve Akdeniz kıyısında meydana gelen kirliliğin, akıntılarla İsrail, Lübnan ve Türkiye kıyılarından Kıbrıs kıyılarına kadar ulaşması, İsrail'in saldırılarının çevresel sonuçlarının bölgesel riskler taşıdığını göstermektedir. Bu yıkım, yoksulluktan sağlıklı yaşama ve sürdürülebilir kentlere kadar tüm Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinde ciddi gerilemelere yol açmaktadır.

Orta Doğu Haber