İsrail hükümeti, İsrail içindeki vatandaşların kurtarma uçuşlarına katılmasını yasakladı. İsrail’in The Marker gazetesi, bu uçuşların sadece yurt dışında mahsur kalan İsrailliler için düzenlendiğini bildirdi. Yeni talimatlar, Ben Gurion Havalimanı'nda aşırı kalabalığı önlemek ve kaçmaya çalışan yerleşimciler arasında toplu kayıpları azaltmak amacıyla alındı. Tahminlere göre, şu anda yurt dışında olan ve dönüş uçuşlarına ihtiyaç duyan 100.000 ila 200.000 İsrailli bulunuyor. Ancak işgal altındaki topraklardan kaçmaya çalışan yerleşimcilerin ayrılmalarına izin verilmiyor.
İsrail'in ulusal hava yolu şirketi El Al ve yan kuruluşu Sun Dor, perşembe gününe kadar planlanan tüm uçuşların iptal edildiğini duyurdu. Havayolu, "Bu, güvenlik ve havacılık otoritelerinin kararları doğrultusunda alınmıştır." şeklinde açıklama yaptı.
Dışa yönelik tahliye seçeneklerinin aniden durması, artan bölgesel gerilimler ve devam eden askeri operasyonlar arasında ülkeden ayrılmak isteyen yerleşimciler arasında endişeye yol açtı. Hükümet, güvenliği önceliklendirdiğini iddia ederken, eleştirmenler İsrail’in savaş politikalarında çifte standart olduğunu öne sürüyor.
İsrail, sık sık Filistin direniş gruplarını insan kalkanı kullanmakla suçlarken, kendi stratejisi farklı bir hikaye anlatıyor. Tel Aviv ve Be'er Şeva gibi şehirlerde, askeri komuta merkezleri, istihbarat merkezleri ve ana askeri üsler sivil mahallelerin içinde yer alıyor. Bu yüksek değerli askeri alanlar, alışveriş merkezleri, okullar, hastaneler ve apartman blokları ile çevrili olup, betonla değil, sivil varlıklarla korunuyor.
Aynı durum işgal altındaki Batı Şeria'da da geçerli. Yerleşimler hem karakol hem de tampon görevi görüyor. Silahlı yerleşimciler, çocuklu aileler de dahil olmak üzere, kasıtlı olarak çatışma bölgelerinin derinliklerine yerleştiriliyor ve İsrail'in sömürge stratejisinde ilk savunma hattını oluşturuyor.