İslami Direniş Hareketi (Hamas), kuruluşunun 38. yıl dönümünü Lübnan'ın güneyindeki Sur kentinde bulunan El-Bass mülteci kampında düzenlediği geniş katılımlı bir siyasi resepsiyonla andı. Lübnanlı parti temsilcileri, Filistinli gruplar ve kanaat önderlerinin katıldığı törende, "direniş ve ulusal birlik" mesajları ön plana çıktı.
Hamas'ın Lübnan Siyasi Sorumlu Yardımcısı ve Sözcüsü Cihad Taha, törende yaptığı konuşmada hareketin 1987'deki kuruluşundan bugüne geçen süreci değerlendirdi. Bu yılki yıl dönümünün on binlerce şehidin kanıyla yoğrulduğunu belirten Taha, "Kurucu liderlerin ve halkımızın fedakarlıkları, 'Aksa Tufanı' savaşının yolunu açmış ve Filistin davasını yeniden dünya gündeminin merkezine oturtmuştur" dedi.
"Vesayet ve manda kabul edilemez"
Konuşmasında Gazze'ye yönelik son anlaşmaya da değinen Taha, Hamas'ın varılan mutabakata sadık olduğunu vurguladı. Ancak Filistin toprakları üzerinde herhangi bir uluslararası vesayeti veya mandayı kesinlikle reddettiklerini belirten Taha, şu çağrıda bulundu:
"Saldırıyı bitirecek ve tam çekilmeyi sağlayacak her girişime açığız. Ancak anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmeli ve işgalcilerin yıktığı yerlerin yeniden imarına derhal başlanmalıdır."
UNRWA ve Lübnan vurgusu
İsrail'in Gazze'deki eylemlerini "insanlık için yüz karası" olarak niteleyen Taha, uluslararası toplumu "endişe" duymaktan öteye geçip İsrail liderlerini savaş suçlusu olarak yargılamaya davet etti.
Lübnan'ın egemenliğine ve güvenliğine tam saygı duyduklarını belirten Hamas sözcüsü, mültecilerin durumuyla ilgili de konuştu. Taha, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın (UNRWA) hizmet kısıtlamalarına gitmesini eleştirerek, ajansın mülteciler üzerindeki koruyucu rolünün sürdürülmesi gerektiğini savundu.