Hamas, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, UNRWA'nın İsrail'in iddiaları üzerine bazı çalışanlarının sözleşmelerini feshetme kararını kınadı.

Çalışanların sözleşmelerinin şeffaf ve adil bir inceleme yapılmadan feshedildiği aktarılan açıklamada, UNRWA'nın da Filistin halkının direnişini "terör veya nefret eylemleri" olarak nitelendirmesine tepki gösterildi.

Çatışmalara ilişkin siyasi tutum sergilemenin UNRWA'nın görevi olmadığına işaret edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"UNRWA'nın yetki alanı kapsamında benimsemesi gereken siyasi pozisyon, mültecilerin korunması başta olmak üzere zorla yerinden edilmiş mültecilerin haklarını savunmaktır.

Merkezlerinin ve barınaklarının İsrail ordusu tarafından hedef alınması sonucu UNRWA'nın 150'den fazla çalışanı öldürüldü. Tüm bunlara rağmen, UNRWA İsrail işgalini, terörizmini ve nefret eylemlerini kınayan açık bir beyanda bulunmadı."

UNRWA'nın direnişin elinde tuttuğu İsrailli esirlerin serbest bırakılması çağrısı yaparak kurumun yetkileri dışında hareket ettiği ve kendisini ilgilendirmeyen bir konuya müdahil olduğuna dikkat çekilen açıklamada, sıra İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinlilerin serbest bırakılmasına geldiğinde ise UNRWA'nın bu yönde bir çağrı yapmamasının da şaşkınlıkla karşılandığı vurgulandı.

İsrailliler, esir anlaşması ve Netanyahu'nun istifası talebiyle sokaklara indi İsrailliler, esir anlaşması ve Netanyahu'nun istifası talebiyle sokaklara indi

UNRWA'yı "İsrail işgalini destekleyen ve kuruma mali destek veren ülkelerin şantajına boyun eğmekle" suçlayan Hamas, söz konusu çalışanların iş sözleşmelerinin feshedilmesi kararından derhal geri dönülmesini istedi.

İsrailli yetkililerin bazı UNRWA çalışanlarının 7 Ekim'deki saldırılara karıştıklarını iddia etmesinin ardından BM Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından durumun acilen soruşturulması istenmişti.

BM Sözcüsü Stephane Dujarric konuya ilişkin yaptığı açıklamada, UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini'nin iddiaları acilen soruşturacağını, 7 Ekim'deki olaylara ya da başka bir suça karışmış personelin işine son verileceğini belirtmişti.