Libya'da Ulusal Birlik Hükümeti'ne yakın silahlı iki grup arasında geçen hafta yaşanan çatışmalar, başkent Trablus'taki güvenlik durumunun endişe verici boyutta olduğunun göstergesi olarak okunuyor.

Ülkenin batısında faaliyet gösteren "Rada" ile "Başkanlık Muhafızları" arasında 21-22 Temmuz'da Trablus'un Firnac ve Zaviye ed-Dehmani bölgelerinde çatışmalar yaşandı. Olaylar sırasında 2020 yılından bu yana ilk kez Trablus'un Ayn Zara bölgesine roket düştü. Olaylarda 3'ü sivil 16 kişi hayatını kaybederken, 52 kişi yaralandı.

Siyasi ve askeri taraflar her ne kadar anlaşmazlıkların silahla çözülemeyeceğini teyit etse de yaşanan son çatışmalar, önü alınamazsa durumun daha da kötüye gidebileceğini gösteriyor. Söz konusu durum, sadece güvenlik açısından değil siyasi olarak da krize köklü bir çözüm bulunmasını gerektiriyor.

- Başkentteki birlikler

Başkent Trablus, Başkanlık Konseyi, Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanı ile İçişleri Bakanlığına bağlı birliklerin kontrolü altında bulunuyor.

Her birlik bir bölgeyi kontrol ediyor. Hükümet, bankanlar ya da kurumların korunması görevini yürüten bu birlikler, İçişleri Bakanlığı gibi bağlı oldukları kurumlar tarafından fonlanıyor.

Başkentte kontrol ve nüfuz alanları üzerinden mücadele eden bu birlikler, 2019 yılında Halife Hafter güçlerinin saldırıları sırasında olduğu gibi tehlike sırasında ittifak edebiliyor. Diğer zamanlarda ise ülkedeki siyasi ayrılıktan etkilenerek bir çatışma halinde olabiliyor.

Son olarak 21-22 Temmuz'da başkentte patlak veren olaylar, kontrol ve nüfuz amaçlı çatışmalardandı.

Anlaşmazlık her ne kadar kan dökülmeden çözülebilecek gibi olsa da yaşananların sonuçlarına bakıldığında çatışmanın görünenden daha büyük olduğu anlaşılıyor.

- Trablus'taki çatışmaların fitilini ateşleyen olay

Çatışmanın fitili ise ilk olarak silahlı gruplardan Rada Tugayı güçlerinin, Başkanlık Muhafızları güçlerinden birini gözaltına almasıyla atıldı.

Başkanlık Muhafızları, takas yapabilmek için Rada Tugayı güçlerinden birini kaçırdı. Ancak Rada Tugayı'nın tepkisi beklenmedik şekilde sert oldu. Karşı tarafın karargahına ağır silahlar kullanarak saldıran Rada Tugayı, karargahın büyük bölümünü ele geçirdi.

Çatışmalar, başkentin güneydoğu banliyösü Ayn Zara bölgesinin yanı sıra Trablus'un kalbindeki Zaviye ed-Dahmani, Cezira el-Fernac ve Es-Seba gibi kalabalık bölgelerinde yaşandı.

Uzun saatler devam eden çatışmalar, her iki silahlı grubun bağlı olduğu Başkanlık Konseyi'nin çağrılarına rağmen hızlı bir şekilde sona ermedi. Söz konusu durum da silahlı grupların profesyonel olmadığı; fon aldığı ve bağlı bulunduğu otoriteyi tanımadığı şeklinde yorumlandı.

Başkentte yaşanan çatışmalar sonrası Rada Tugayı'nın nüfuzu büyük ölçüde artmış oldu.

- Tarafını belli etmeyen Rada Tugayı

Başkent Trablus'un merkezi, Abdulgani el-Kekli liderliğindeki grup ile Rada Tugayı güçlerinin kontrolünde bulunuyor.

Kekli, Abdulhamid Dibeybe hükümetine desteğini ilan ederken, Rada Tugayı ise henüz tarafını belli etmedi.

Selefi yönelimi bulunan ve görünürde Ulusal Birlik Hükümeti'ne bağlı olan Rada Tugayı'nın Fethi Başağa ile ittifak içinde olabileceği ihtimali konuşuluyor.

Rada Tugayı'na bağlı güçler, Trablus'un merkezine yakın olması ve devletin bazı hassas kurumlarını nüfuz alanında bulundurması nedeniyle Kekli güçlerine göre daha iyi konumda. Tüm bu faktörler, Rada Tugayı'nı muhtemel bir güvenlik ittifakında önemli bir oyuncu haline getiriyor.

- Çatışmaların kurbanı İçişleri Bakanı oldu

İçişleri Bakanı Halid el-Mazin, çatışmalar nedeniyle Başbakan Dibeybe tarafından görevden alındı. Yerel Yönetim Bakanı Bedreddin et-Tumi, Mazin'in yerine vekaleten İçişleri Bakanı olarak atandı.

Arap medyasında yer alan haberlerde, Mazin'in görevden alınmasının nedeni "çatışmaları durduramaması ve kendisine bağlı güvenlik güçlerinin ağır silahlara sahip silahlı tugaylarla baş edememesi" olarak gösterildi.

Mazin'in görevden alınmasında sadece çatışmalar değil, Başağa'nın İçişleri Bakanı olduğu dönemde Genel Sekreteri olarak görev yapmasının da etkili olduğu ifade ediliyor.

Çatışmalar nedeniyle kötüleşen güvenlik ve yaşam koşullarına ilişkin halkın hayal kırıklığı ve öfkesini gidermek isteyen Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Dibeybe'nin, ortamı sakinleştirmek için bazı yetkilileri daha görevden alacağı belirtiliyor.

- Çatışmalar, dünyaya sunulmaya çalışılan Libya fotoğrafına zarar verdi

Kazananı ya da kaybedeni kim olursa olsun, başkentteki çatışmalar, Ulusal Birlik Hükümeti'nin yabancı devletlerin ülkede yeniden büyükelçiliklerini açması için dünyaya sunmaya çalıştığı Libya fotoğrafına zarar verdi.

Trablus'taki güvenlik durumu konusunda yaşanan zafiyet, yakın zamanda ABD Büyükelçisi Richard Norland'a "şiddetten vazgeçme" sözü vermesine rağmen Başağa'yı, başkentteki bazı nüfuzlu taburlarla ittifaklarını güçlendirmeye ve yakın zamanda başkente girmeye teşvik edecektir.

Başağa müttefiki Usame el-Cüveyli liderliğindeki Zintan güçlerinin de Trablus'un güneybatı kapısı yakınlarındaki Varşafana bölgesinde konuşlandığı ve durumu yakından izlediği belirtiliyor.