Tunus’ta siyasi kriz yaşanmasına sebep olan Cumhurbaşkanı Kays Said, Bakanlar Kurulu’nun Kartaca Sarayı’ndaki toplantısında konuştu.

Said, konuşmasında gözaltına alındıktan sonra açlık grevine başlayan Bahiri hakkında açıklamalarda bulundu:

"Açlık grevi yapan (Bahiri) bunu yapmakta özgürdür. Kendisini kurban etmekte de özgürdür yemek-içmekte de özgürdür. Ama buna rağmen biz onun kendisine zarar vermesine engel olacak her türlü ortamı sağladık. Ona bir sağlık ekibi tahsis ettik hatta daha fazlasını da yaptık ve ailesinin hastanede yanında kalmasına izin verdik."

Bahiri’nin etrafındaki insanlar tarafından suiistimale uğradığına atıfta bulunan ancak ayrıntı vermekten sakınan Cumhurbaşkanı Said, hiç kimsenin ya da kurumun kanunun ya da anayasanın üstünde olmadığını ifade etti.

Said, hiç kimseden düşüncelerini benimsemelerini istemediklerini ve kimseyi zorlamadıklarını ancak herkesin kanunu uygulamakla mükellef olduğunu dile getirdi.

Tunus'taki İşkenceyi Önleme Ulusal Kurumu'ndan 3 Ocak'ta yapılan açıklamada, milletvekili Nureddin el-Bahiri'nin, Binzert kentindeki bir hastanede tedavi altına alındığı ve açlık grevine başladığı belirtilmişti.

CUMHURBAŞKANI DARBESİ

Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz'da ilan ettiği olağanüstü kararlarla parlamentonun çalışmalarını dondurdu ve milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırdı.

22 Eylül’de yeni kararnameler yayınlayarak yetkilerini genişleten Said yürütme organını da tamamen kendisine bağladı.

Said'in aldığı bu kararlar, ülkede bir tür "istisnai durum" oluşmasına yol açtı.

KAYS SAİD’E MUHALİF İSİMLER MAHKEMEYE SEVK EDİLDİ

Kays Said’e muhalif isimler seçim ihlalleri bahanesiyle mahkemeye sevk edildi.

Aralarında Nahda Hareketi lideri Gannuşi, eski Cumhurbaşkanı Merzuki, Tunus'un Kalbi Partisi Lideri Nebil el-Karvi, eski Savunma Bakanı Abdulkerim Zubeydi, eski Başbakanlardan İlyas el-Fahfah, Yusuf Şahid, Mehdi Cuma ve Hamadi el-Cibali'nin de bulunduğu 19 kişinin "seçim ihlalleri işledikleri" suçlamasıyla mahkemeye sevk edildi.

BAHİRİ'NİN KAÇIRILMA SÜRECİ

Nahda Hareketi, 31 Aralık 2021’de yaptığı açıklamada, "Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Nureddin el-Bahiri'nin sivil giyimli emniyet mensuplarınca kaçırılarak bilinmeyen bir yere götürüldüğünü" duyurmuştu.

Yaşanan kaçırılma olayının ardından Bahiri’nin avukatları, Cumhurbaşkanı Kays Said ve İçişleri Bakanı Tevfik Şerafeddin hakkında suç duyurusunda bulunduklarını açıklamıştı.

Nahda'nın Yürütme Ofisi Üyesi Zeyneb el-Berahimi, "Arama emri veya herhangi bir adli prosedür yok, Bahiri'ye yapılanlar bir kaçırma operasyonudur. Hakkında gerek sivil gerek askeri mahkemelerden herhangi bir yasal takip kararı olmamasına rağmen Bahiri'nin nereye götürüldüğünü henüz bilmiyoruz." açıklamasında bulunmuştu.

Sağlık durumunun hassas olduğu belirtilen Bahiri’nin şeker, tansiyon, aritmi gibi düzenli ilaç kullanımını gerektiren kronik hastalıkları olduğu açıklanmıştı.

Bahiri'nin eşi Saide el-Akrami ise eşinin serbest bırakılması talebiyle oturma eylemi düzenlemişti.

İçişleri Bakanı Şerafeddin ise Bahiri ile eski bakanlık yetkilisi Fethi el-Beledi hakkında "terör şüphelisi" olarak zorunlu ev hapsi kararı verildiğini bildirmişti. Şerafeddin, kararın keyfi değil hukuka uygun olduğu iddiasında bulunmuştu.