Şam yöntemine 2015 yılından bu yana 2 bini aşkın kara ve hava saldırısı gerçekleştiren İsrail’in, Suriye ve Irak’a iniş planı ortaya çıktı.

İsrail istihbaratı MOSSAD ve savunma bakanlığına yakın internet siteleri İsrail’in Suriye ve Irak’a uzanan koridora ait harita yayınladı. Irak ve Suriye’nin İsrail yönetiminin Holly David Coridor (Davut Koridoru) ismini verdiği bu koridor projesi uğruna yakılıp yıkıldığını belirten uzmanlar, projenin en önemli sacayağının Kürdistan siyasi söylemi ve coğrafi taksim planının oluşturduğunu belirtti.

“KÜRDİSTAN” İLE PERDELEME

Türkiye gazetesine konuşan İsrail uzmanı araştırmacı Dr. Abdullah Manaz, İran, Suriye, Irak ve Türkiye’de dillendirilen Kürdistan söyleminin Siyonistlerin Arz-ı Mevud emellerinin perdesi olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Hatta buna bazen ‘Kürt koridoru’ bile dediler. Siyonistler, bu hayallerine ulaşmak için Ermeni ve Kürtleri kullanmayı temel strateji olarak benimsedi. Hatta İsrail bu kapsamda Ermeni ve Kürtleri ‘kayıp 12. Yahudi Kabile sizsiniz’ yalanı ile olayı farklı boyutlara taşıdı. İşte bu nedenle Asala ve PKK aynı hedef için çalıştı. Buna Irak, İran ve Suriye’deki Kürtçü yapıları da dâhil etmek lazım. Şu an şartların olgunlaştığını düşündükleri için harekete geçtiler. Tel Aviv’den Golan, Suveyda, Tenef, Humus, Deyr ez-Zor hattından Haseke’ye ve oradan da Irak’a inecek Yahudi şeridini hayata geçirmeyi planlıyorlar. Amerika’nın Suriye’deki askerî yapılanması tam olarak bu koridor planına göre hazırlandı ve uygulanıyor."

İsrail’in İran’dan Afganistan’a uzanan siyonist harita emelinden hiçbir biçimde vazgeçmeyeceğini savunan Dr. Manaz “Yahudilerin yegâne motivasyonu kutsal haritayı tamamlamak. Hedeflerine ulaştıkları anda ilk ezecekleri kitle Kürtler olacak. Buna Dürziler de dâhil. Tıpkı Filistin başta olmak üzere Lübnan ve diğer Arap coğrafyalarında yaptıkları gibi” ifadelerini kullandı.

15 TEMMUZ MİLAT OLDU

Türkiye’nin eski Suriye Askerî Ataşesi, emekli Tümgeneral Esat Arslan da 15 Temmuz darbe girişiminin sadece Türkiye için değil komşu ülkeler ve Orta Doğu için de bir milat olduğunu belirtti. PKK’nın darbe girişiminden 40 gün önce isminin değiştirildiğine dikkat çeken Arslan, şöyle konuştu:

"O gün başarsalar bugün çok farklı bir dünya denklemini konuşuyor olurduk. İsrail’in Davud Koridoru yeni bir plan değil. Davut Koridoru, Arz-ı Mevud’a uzanan yolun ismi. Güneyden Türkiye sınırına inmeyi ve daha sonra Bağdat’a genleşme hesapları yapıyorlar. Suriye’nin mevcut durumunu askerî açıdan fırsat olarak görüyorlar. Hatta şu an bu şeride yerleştirilecek Yahudilerin listesini çıkarıyorlar. Dera, Tenef, El Suhne Çölü, Deyr ez-Zor, Haseke, ve Fırat-Dicle nehir boyu onlar için hayati önem taşıyor. Bu hat ünlü İngiliz ajanı Lawrence’in de çok ciddi mesai harcadığı bir proje.

Davut Koridoru, İsrail ve ABD’nin eşgüdümü ile tatbik edilmeye çalışılıyor. Bu şeridin en az maliyetle tesisi adına Türkiye ve İran’ı savaştırma senaryosu hazırladılar. Suriye’deki durumdan hareketle planlanan savaş tuzağına iki ülkede düşmedi. İran’da yaşanan son olaylar da bu perspektifin dâhilindeki gelişmelerdir. Bununla birlikte İran’ın Şii Hilali emelinin de bölgeyi İsrail açısından daha yutulur bir lokma hâline getirdiğini hatırlatmakta yarar var. Türkiye, tarihi operasyonlarla Kuzey’den PKK’yı Akdeniz’e indirme hayalini yerle bir etti."