İç savaşın 12. yılına girdiği Suriye'de, Beşşar Esed rejimi ve destekçilerinin saldırıları neticesinde göç etmek zorunda kalarak zorla evlerinden edilen sivillerin sığındığı kamplarda yaşam mücadelesi veren mağdur halk, Ramazan ayını geride bıraktıkları evlerinin özlemiyle, maddi imkansızlıklar içinde yardıma muhtaç surette geçiriyor.

Hama'nın batı kırsalında Esed rejiminin saldırılarından kaçmak zorunda kalıp İdlib'deki Kefer Aruk kampına sığınan Ahmed Ebu Ömer, AA muhabirine yaptığı konuşmasında, evinde temel yaşam malzemelerinin bulunmadığını ifade etti.

Hama Kırsalı kuzeyinden 4 yıl önce göç eden Ebu Ömer, her şeye muhtaç olduklarını, burada her şeyden yoksun zorlu bir Ramazan geçirdiklerini kaydetti.

Ebu Ömer, "Bir kilo patates alamaz olduk. Ayçiçek yağının lafını bile etmiyoruz, yemeği yağsız pişiriyoruz. Doktora gidiyoruz ama eczaneden ilaç alamıyoruz. " diye konuştu.

"BAZEN CEBİMİZDE 1 LİRA BİLE OLMUYOR"

Göç etmeden önce güzel bir hayatları olduğunu anlatan Ebu Ömer, "İşsizlik nedeniyle param yok. Eski Ramazanlarda insanlar daha mutluydu. Herkes arazisinde çalışıyordu. Tarlasını ekiyor, mahsulünü topluyordu. Bazen bir ay boyunca cebimizde 1 lira bile olmuyor." ifadelerini kullandı.

Diğer bir yerinden edilen Um Ahmed ise dağlardan topladıkları otlarla hayat sürdüklerini, çadırında yiyecek hiçbir şeylerinin bulunmadığını söyledi.

Um Ahmed, "Kötü bir yaşam sürdürüyoruz. Herhangi bir şeyimiz yok. Ben yaşlı bir kadınım. Sağlıklı beslenmezsek zayıf düşeceğiz." dedi.

Kampta yaşam şartlarının son derece kötü olduğunu söyleyen Mahir Muhammed de kampta geçirdiği Ramazan ile köydeki Ramazan ayları arasında çok fark olduğunu ifade etti.

Muhammed, Ramazan olduğunu hissetmediklerini söylüyor. Çocuklarını mutlu edecek herhangi bir şey almaktan yoksun bir durumda olduğunu sözlerine ekliyor. Her şeyin çok pahalı olduğunu vurgulayan Muhammed, şunları da ekliyor:

"İnsanların maddi durumu çok kötü. Yaşadığımız kampa kimse yardım etmiyor. Bayramda çocuklara elbise almak gerekiyor ama para yok. Temel yaşam malzemeleri yok. Her şeye rağmen Allah'a hamdolsun."

İDLİB'TE SON DURUM

Türkiye, Rusya ve İran, 2017'deki Astana toplantısında Esed rejiminin kontrolünde bulunmayan alanda 4 "gerginliği azaltma bölgesi" oluşturma kararı almıştı.

Rejim, İran destekli teröristler ve Rusya, saldırılara devam edip 4 bölgeden 3'ünü ele geçirip İdlib'e yöneldi. Türkiye, Eylül 2018'de Rusya ile ateşkesi güçlendirmek için ek mutabakata varsa da saldırılar Mayıs 2019'da tekrar şiddetlendi. Türkiye ile Rusya’nın 5 Mart 2020'de sağladığı yeni mutabakatın ardından ateşkes büyük ölçüde korunuyor.

2017-2020 döneminde saldırılardan kaçan yaklaşık 2 milyon sivil, Türkiye sınırına yakın bölgelere göç etmek zorunda kaldı.Ülkenin Türkiye sınırına yakın beldelerinde insanlar hayata tutunmaya çalışıyor.