DEAŞ’a karşı Uluslararası Koalisyon toplantısı kapsamında Fas’ın Marakeş kentinde bulunan İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares ile Fas Dışişleri Bakanı Burita ortak basın toplantısı düzenledi.
Burita, iki ülke arasındaki ilişkilerin kimseye karşı olmadığına ve kimseyi hedef almadığına vurgu yaparak, "İspanya ile ilişkilerimiz kimseye karşı değil. Bu ilişkiler, çıkarlarımızı korumaya, ortaklığımızı geliştirmeye, iki ülke arasındaki güvenlik ve istikrarı artırmaya yöneliktir." dedi.
Fas ve İspanya ülkeleri ve halklarının çıkarları için değil, aynı zamanda iki ülke arasındaki güvenlik ve istikrarın çıkarları için müttefik ve ortak olarak hareket edebileceğine dikkati çeken Burita, ülkesinin, İspanya’nın Batı Sahra sorununun çözümüne ilişkin Fas’ın özerklik planını destekleyen tavrını takdir ettiğini kaydetti.
Fas’ın Marakeş kenti, Fas Dışişleri Bakanı Burita ile ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in ortak davetiyle bugün düzenlenecek DEAŞ’a karşı uluslararası koalisyonun bakanları toplantısına ev sahipliği yapacak.
FAS-İSPANYA İLİŞKİLERİNDE KRİZ YAŞANMIŞTI
Açılımı "Sakiyetu'l Hamra ile Vadi ez-Zeheb'in Halk Kurtuluş Cephesi" olan Polisario'nun Genel Sekreteri ve bazı ülkelerce tanınan Sahra Demokratik Arap Cumhuriyeti'nin Devlet Başkanı İbrahim Gali'nin geçen yıl İspanya'da Kovid-19 tedavisi görmesi, Fas'ın İspanya'ya sert tepki göstermesine ve ilişkilerin gerilerek iki ülke arasında krize dönüşmesine yol açmıştı.
Madrid'deki Büyükelçisi Kerime Binyaiş'i geri çeken Fas yönetimi, 17 Mayıs 2021'de 8 bin kadar düzensiz göçmenin denizden ve karadan İspanya'nın Kuzey Afrika'daki "toprağı" Septe (Ceuta) kentine akın etmesine göz yummuş, İspanyol hükümeti ise orduyu bölgeye göndererek bir hafta içinde göçü durdurmuştu.
Aradan geçen 10 ayda her iki taraf da basına açıklama yapmaktan kaçınarak, alt düzeyde müzakereler yürütmüştü.
Son olarak 14 Mart'ta İspanya Başbakanı Pedro Sanchez'in Kral 6. Muhammed'e, Rabat yönetiminin Batı Sahra sorununun çözümü için önerdiği "özerklik planını" doğru bulduklarını ifade eden bir mektup göndermesinin ardından kriz sona ermiş, böylece İspanya'nın Batı Sahra sorununun çözümüne ilişkin "tarafsızlık" politikası da son bulmuştu.
