Arabi 21’de yer alan habere göre dergi, Suriyeli bir doktor olan Dr. Yamen'in kabuslarının 2015 yılında başladığını anlattı. Dr. Yamen, çalıştığı hastanenin iki kez Suriye rejiminin saldırısına uğradığını ve yaşadıklarının bir ay boyunca her gün rüyasına girdiğini söyledi.

Dr. Yamen, Suriye'nin kuzeybatısındaki bir sağlık kuruluşunun bodrum katındaki sığınaktan şok içinde çıktığını anlattı.

Dr. Yamen dışarı çıktığında mahvolmuş arabası, alevler içinde kalan ambulans, koşan insanlar, sirenler, toz, moloz ve cesetlerle karşılaştı.

Bundan bir yıl önce Suriye'nin kuzeybatısındaki Hass Hastanesi girişinde bomba patladığı sırada hala ameliyathanede olduğunu anlatan Dr. Yamen, "Ameliyat masasında bağırsak ameliyatı geçiren çocuğun karnı hala açıktı" dedi. Dr. Yamen, bombayı atan uçağın hala alanın üzerinde uçtuğunu duyduğu için operasyonu dikkatlice bitirdi.

Çocuğun karnını dikmeyi bitirdikten sonra, patlamadan nedeniyle yaralananları tedavi etmeye başladı.

Takma ad kullanmayı tercih eden Dr. Yamen, "Korktuğumu hatırlıyorum. Ama o anda sadece hastama odaklandım ve onu anestezinin etkisi altında bırakıp güvenli bir yere gidemedim" dedi.

Dergi, Yamen'in deneyiminin, Suriye'deki on yıllık iç savaş boyunca sağlık çalışanları için bir norm haline geldiğini aktardı.

Kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Uluslararası Kurtarma Komitesi (IRC) tarafından yayınlanan yeni ve içler ürperten rapor için 74 sağlık çalışanı ve 237 hastayla çatışmanın Suriye'deki sağlık sektörü üzerindeki etkisi üzerine görüşüldü.

Görüşülen sağlık çalışanlarının üçte ikisinden fazlası saldırıya uğradıklarında hastanede veya klinikte olduklarını bildirdi. Bu kişilerden yüzde 81'i böyle bir saldırı sırasında bir iş arkadaşının ya da hastanın yaralandığını veya öldüğünü ifade etti.

Ön saflardaki sağlık çalışanları, Kovid-19 salgınına yanıt verme konusundaki kararlı çabaları nedeniyle dünya çapında övgüler alırken, 3 Mart'ta yayınlanan Uluslararası Kurtarma Komitesi raporu, Suriyeli sağlık çalışanlarının işlerini yaparken karşılaştıkları olağanüstü tehlikelerin çarpıcı bir şekilde hatırlattı.

Time dergisi, “Nasıl oluyor da zayıf insanları himaye etmek için oluşturulan bu kuruluşlar savaşçılar tarafından hedef olarak görülebiliyor?” sorusunu gündeme taşıyor.

Uluslararası Kurtarma Komitesi Kaşkanı David Miliband, rapor ilgili olarak şunları söyledi:

"Suriye, savaş kurallarının göz ardı edildiği, sağlık hizmetlerine yönelik uluslararası hukuka aykırı saldırıların cezasız kalmaya devam ettiği bir çağın sembolü haline geldi.

Miliband, saldırıların yaygın ve bazen kasıtlı niteliğinin uluslararası alanda giderek daha fazla tanınmasına rağmen, uluslararası toplumdan bunun faillerini sorumlu tutacak hiçbir hareket olmadığını da sözlerine ekledi.

Uluslararası Kurtarma Komitesi, on yıldır devam eden savaşın Suriye'deki tıbbi altyapıyı yok ettiğini ve şu anda tıbbi bakıma ihtiyacı olan yaklaşık 12 milyon Suriyeliye yanıt veremediğini açıkladı.

Raporda, Suriye’deki hastanelerin yarısından daha azının tam kapasite çalışabildiği, tıbbi personelin yüzde 70'inin ülkeyi terk ettiği ve her Suriye’de 10 bin sivile sadece 1 doktor düştüğünün tahmin edildiğine dikkat çekiliyor.

Uzmanlar; tıbbi yetersizliğin, Suriye'nin KOVID-19 salgınının etkisine karşı mücadelesini engellediğini, aynı zamanda hastaları ve sağlık çalışanlarını savaş travmasıyla başa çıkmalarına yardımcı olabilecek akıl sağlığı kaynaklarından mahrum bıraktığını belirtti.

Dr. Yamen, Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib ve Batı Halep vilayetlerinde yaklaşık 4 milyon kişiye bir psikolog düştüğünü söylüyor.

Çeviri: Emine Nur Yaşar