Avrupa Parlamentosu’ndan (AP) yapılan açıklamaya göre, 7 milletvekilinden oluşan heyet, ziyaretleri sırasında Tayvan'daki hükümetin lideri Tsai Ing-wen'in yanı sıra Tayvanlı yetkililer ve sivil toplum temsilcileriyle bir araya geldi.

Görüşmelerde Tayvan'ın dezenformasyon ve diğer hibrid saldırılara karşı yaptığı çalışmalar ele alındı. AP milletvekilleri, Tayvan'ın "önemli ortak ve demokratik müttefik" olduğunu vurguladı.

AP heyetinin "Çin'in eşi görülmemiş baskısı karşısında" Tayvan ile dayanışma içinde olduklarını ifade ettiği bildirildi. Ziyaret sırasında Taipei'de Tayvan ile ortaklaşa dezenformasyon merkezi kurulması konusunda mutabık kalındığı açıklandı.

AP heyeti başkanı Fransız milletvekili Raphael Glucksmann, "Tayvan bugün bölgedeki en canlı demokrasi, dünyadaki tüm demokratların üzerine titremesi ve koruması gereken bir hazinedir. Avrupa, hukukun üstünlüğü, insan onuru ve özgürlüklerin savunulmasında Tayvan ile birliktedir." dedi.

Çin yönetimi, AP milletvekillerinin Tayvan ziyaretine tepki gösteriyor. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Vınbin, ziyarete dair yaptığı açıklamada, "Avrupa tarafını hatasından dönmeye ve Tayvan'ın bağımsızlığını savunan ayrılıkçı güçlere yanlış sinyaller göndererek Çin-AB ilişkilerini ciddi şekilde zedelemekten kaçınmaya çağırıyoruz." ifadesini kullandı.

Avrupa Birliği'nin (AB) yanı sıra İngiltere, ABD ve Kanada gibi Batılı ülkeler, Mart 2020'de Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlalleri nedeniyle bu ülkeye yaptırım kararı almıştı. Çin de karşılık olarak AP üyesi bazı milletvekillerine yaptırım getirmişti.

AP'de yapılan oylamada, Çin'in, Avrupalı siyasetçilere yönelik yaptırımları kaldırana kadar AB ile Çin arasındaki yatırım anlaşmasının onaylanmasını dondurma kararı alınmıştı.

ÇİN-TAYVAN ANLAŞMAZLIĞI

Çin'de İkinci Dünya Savaşı'nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949'da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine, Çan Kay-şek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan'a yerleşip 1912'de kurulan "Çin Cumhuriyeti" iktidarının Ada'da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.

Bu girişim, Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971'e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin'i temsil etmişti. 1950'ler ve 1960'larda çok sayıda ülkenin, diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti'nden Çin Halk Cumhuriyeti'ne çevirmesinin ardından 1971'de BM Genel Kurulu'nda yapılan oylamada Pekin hükümetinin Çin'in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan'ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.

Pekin yönetimi, "Tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın ülkelerle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, Birleşmiş Milletler'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.