Chew, ’’11 Eylül'den 20 yıl sonra Güneydoğu Asya'daki en ciddi terör tehditleri’’ analizinde ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinin Asya’da ciddi bir alan boşluğu oluşturduğunu ve bunun da Malezya’dan Filipinlere kadar uzanan bir terör saldırıları tehdidini ortaya çıkardığını söyledi.

Hong Kong merkezli Güneydoğu Asya internet sitesi scmp.com'da yaptığı analizinde ABD ve bölgede Batı’ya yakınlığı ile bilinen analistlerle yaptığı görüşmeleri yayınlayan Chew, güvenlik kurumlarının en çok El Kaide ve IŞİD ile bağlantılı gruplardan endişe duydukları bildirdi.

İsminin açıklanmasını istemeyen bir Malezyalı analist son yıllarda ülkenin siyasi söyleminde giderek daha fazla öne çıkan hassas ırk ve din konularına dikkat çekerek ‘’Malezya'daki en büyük terör tehdidi, sonunda şiddet olaylarına yol açabilecek etnik-milliyetçi bölünmeyi ateşleyen dini ve etnik güdümlü şiddet içeren aşırılık yanlısı gruplardır" dedi.

El Kaide bağlantılı Jemaah Islamiah'ın (JI) Malezya, Endonezya ve Güney Filipinler'deki DEAŞ bağlantılı örgütlere kadar, ırk ve din meseleleri bölgedeki militan gruplar tarafından, muhalif kişileri radikalleştirmek ve yanlarına çekmek için istismar edildiğini öne sürdü.

Singapur'daki ISEAS-Yusof İshak Enstitüsü'nde misafir araştırmacı olan Mohamed Faizal, Taliban'ın iktidara geri dönmesin ardından Malezya İslam Partisi'nin (PAS) Taliban’ı tebrik etmesinin tehlikeli bir hareket olduğunu çünkü Taliban'ın yeminli düşmanı olan DEAŞ’ın Malezya’nın bir çok noktasına saldırabileceğini iddia etti.

Faizal , “PAS'ın Taliban'a verdiği bu açık destek kesinlikle DEAŞ’ın dikkatini çekecektir. Bu durum Malezya'yı Taliban ileDEAŞ arasında gereksiz bir mücadeleye sürükleyebilir" dedi.

İngiltere merkezli Terörle Mücadele İslami Teolojisi düşünce kuruluşunda müdür yardımcısı ve Güney Asya terör masası başkanı Faran Jeffery, ABD güçlerinin geri çekilmesini ardından DEAŞ’ın bölgeden daha fazla militan toplayacağını ve bunları Güneydoğu Asya’ya geçireceğini iddia etti.

The Soufan Group istihbarat ve güvenlik danışmanlığında politika ve araştırma direktörü Colin Clarke’da, ‘’DEAŞ’ın şimdilik bin 500 ila 2 bin 200 savaşçıya sahip olduğunu tahmin ediyorum, ancak “yabancı savaşçıların Afganistan'a olan ilgi düzeyi göz önüne alındığında, özellikle de şimdi ABD ordusunun geri çekilmesiyle” grubun sayısının artmasını bekliyorum.’’ dedi.

JI TEHDİDİ

Analistler, El Kaide'nin Güneydoğu Asya kolu olan yeniden canlanan JI'yi Endonezya'daki en büyük terör tehdidi olarak görüyorlar. JI, son saldırısını 2011 yılında Batı Java'nın Cirebon kentinde polis memurlarının namaz kıldığı bir camide canlı bomba saldırısı yaparak gerçekleştirmişti.

Ulusal Savaş Koleji'nden Abuza, güney Filipinler'in Güneydoğu Asya'daki bölgesel güvenliğin zayıf halkası olmaya devam ettiğini söyledi.

Kısmen isyancı Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MILF) ile yürütülen barış süreci nedeniyle, militanlar için birkaç yıl öncesine göre daha az müsamahakar bir ortam olduğunu söyledi, ancak yönetimin zayıf kaldığını ve bölgenin çok büyük bir kısmının kötü durumda olduğunu söyledi. ABD'nin Filipin güçlerine yaptığı milyarlarca dolarlık yardıma rağmen, uzayı güvenlik güçlerinin kontrolü dışında yönetti.

Abuza, "Maalesef Filipinler yabancı savaşçılar için çekici olmaya devam edecek" diyen Abuza, Filipin güvenlik güçleri içindeki yolsuzluğun bir sorun olmaya devam ettiğini de sözlerine ekledi.

Filipin Barış, Şiddet ve Terörizm Araştırmaları Enstitüsü başkanı Rommel Banlaoi, en büyük tehditlerin IŞİD yanlısı gruplardan, özellikle de Sulu'daki Ebu Seyyaf Grubu'ndan, yol kenarındaki bombalamalar ve suikastlar dışında intihar saldırıları düzenlemeye kararlı olduğunu söyledi.

Sonuç olarak yapılan bu analizlerin tahminden öteye geçmediği ve ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinin ardından Taliban’ın DEAŞ’a karşı yaptığı hücre baskınları ile grubu bitme noktasına getirmesi yapılan analizlerin bölgenin sosyolojisini tam bilmeden yapıldığını gözler önüne seriyor.