Edebiyat dünyamızın usta öykücülerinden mütefekkir Yaşar Kaplan 71 yaşında Hakk'a irtihal ederken, zorlu mücadeler verdiği hayatındaki cezaevi sürecine dair çarpıcı bir ayrıntı ortaya çıktı.

Kaleme aldığı Demokrasi Risalesi kitabı nedeniyle askeri mahkemede yargılanarak 6 yıl 3 ay hapis cezası alan ve 3 yıl zindanlarda tutulan Yaşar Kaplan'ın tutuklu yargılandığı süreçte sakalının zorla kesildiği, duruşmasına gelen eşinin başörtülü, babasının sakallı olması sebebiyle salona alınmadığı öğrenildi. Kaplan'la birlilkte yargılanan gazeteci Murat Balıbey'in ise "çalıştığı gazetenin Genelkurmay'dan akredite olmadığı" gerekçesiyle mahkemenin görüldüğü binaya girişine müsaade edilmediği kaydedildi.

BAŞÖRTÜLÜ DİYE EŞİNİ, SAKALLI DİYE BABASINI ALMAMIŞLAR

Tipik bir "Eski Türkiye" mağduru olan merhum Yaşar Kaplan'ın mağduriyet içinde mağduriyet yaşadığı zorlu günler, Yeni Akit gazetesi yazarı ve avukat Ali İhsan Karahasanoğlu'nun bugünkü makalesine yansıdı. Dönemin şahidi olarak kaleme aldığı yazısında hukukçu Karahasanoğlu, Yaşar Kaplan'ın yargılandığı davaya ilişkin şu ifadeleri kullandı:

"AK Parti öncesinde, siviller, hatta gazeteciler, askeri mahkemelerde yargılanıyorlar, askeri cezaevlerine konuluyordu.. Yaşar Kaplan ağabey de, askeri mahkemede yargılanan, askeri cezaevinde kalan gazetecilere somut örnekti.. Öyle örnek ki.. Duruşması yapılacağı günü anlatan, o tarihlerde yayınlanan haberi size aktarayım:
Araştırmacı-yazar Yaşar Kaplan’ın Genelkurmay’daki mahkemesine gelen sakallı ve başörtülü Müslümanlar ile İslami tandanslı gazete ve TV’ler içeri alınmadı. İçeri alınmayanların arasında Kaplan’ın 68 yaşındaki babası ve başörtülü eşi de vardı Kaplan’ın babası Ahmet Kaplan emekli idi. MGK’daki tanıma uygun mütedeyyin bir Müslüman’dı. Ta Niğde’den gelmişti. İçeri alınmayınca şaşırmış ve sonra da: ‘Askerliğimi Erzurum’da yaptım. Hem de 24 ay. Bu vatana belki hepinizden fazla hizmetim oldu. Size asker yetiştirdim. Yıllarca devlete vergi verdim. Şimdi oğlum tutuklu. Duruşması var. Bu yaşlı halimle ta Niğde’lerden kalkıp geldim ve siz bana sakalımı bahane ederek -giremezsin- diyorsunuz! ..’ diyerek dakikalarca dil döktü. Ama nafile.

Aynı şekilde Yaşar Kaplan’ın eşi de evli olduğuna dair evlenme cüzdanını gösteriyordu. Ona söyledi, buna söyledi, ama dinletemedi. Herkes: ‘Emir yukarıdan, bizi aşar’ diyordu. Başörtüsünden dolayı o da içeri alınmamıştı. Hanımı, eşinin mahkemesini bile izleyememişti.”

AKREDİTE DEĞİLSİN, SANIK DA OLSAN İÇERİ ALMAYIZ!

Gazeteci ve sanık Murat Balıbey'in, çalıştığı gazetenin Genelkurmay'dan akredite olmadığı için mahkemeye alınmaması garabetini ise Karahasanoğlu, şöyle hatırlatıyor:

"Yaşar Kaplan ağabeyin babası ve eşinin yaşadıklarının yanısıra, o tarihteki sorumlu müdürümüzün yaşadıklarını da bana sorun.. Sorumlu müdürümüz Murat Balıbey, tutuklu yargılanan Yaşar Kaplan ağabeyin duruşması uzamaması, tutukluluğu devam etmemesi için, ilk duruşmaya katılmak üzere Ankara’ya götürüyoruz.. Sorumlu müdür de, Yaşar Kaplan ağabey ile birlikte sanık. Ama o tutuklanmamış.

Askeri mahkemedeki duruşmaya katılmak üzere, dış kapıda kimliğini gösteriyor, Murat Balıbey..Akit gazetesi sorumlu müdürü olduğunu belirtiyor, içerde duruşması olduğunu hatırlatıyor.. Ama nafile.. Kapıdaki erleri boşverin.. Çağırdıkları üsteğmen de.. 'Akit gazetesi Genelkurmay’da akredite değil.. Akit gazetesine mensup hiç kimseyi içeri alamayız' diyor.. 'Ben sanığım. Ben gazeteci olarak, duruşmayı takip etmek için değil, ifade vermek için içeri girmek istiyorum' dese de.. 28 Şubat’ın kudretli darbecilerinin kontrolündeki o askeri alana, girmek mümkün olmuyor..

Sorumlu müdürümüzün tepesi atıyor.. 'Almıyorsanız, ben de girmiyorum' diyor, ordan ayrılmak üzere iken, biz Yaşar Kaplan ağabeyi tahliyesini amaçladığımız için, duruşma salonu önündeki avukat arkadaşlarla irtibatımızda, askeri mahkeme hakimine durumunu iletiyoruz.. 'Diğer sanık, kapıda bekliyor ama. İçeri alınmıyor' diyoruz.. Neyse ki, Askeri mahkeme başkanının emri ile, sanık konumundaki sorumlu müdür içeri alınıyor.."

NE İSTEDİĞİNİZ YAŞAR AĞABEYDEN!

Cezaevinde Kaplan'ın sakallarının rızası dışında kesildiğini ise Ali Karahasanoğlu şöyle satırlara döküyor:

"Ve en acıklısı.. 'Askeri cezaevinin kuralı bu' denilerek, gazeteci Yaşar Kaplan’ın sanık sandalyesine askerler eşliğinde getirildiğinde görülüyor ki, saçları ve sakalı zorla kesilmiş.. 'Bir dokun, bin ah işit' derler ya.. Bugünlerde, '85 yaşındaki emekli askerlerden ne istiyorsunuz' diyorlar ya.. Sizler gazetecilerden ne istediniz? Onlarca yıl gurbette yaşamak zorunda kalan ve 71 yaşında vatanından uzak bir yerde vefat eden Yaşar Kaplan ağabeyden ne istediniz? Buyrun söyleyin.. Ne istediniz Yaşar ağabeyden.."