ABD'nin iç hat sefer yapmakta olan Newark, Boston ve Washington’dan havalanıp San Francisco ve Los Angeles’a giden 4 yolcu uçağı El Kaide üyeleri tarafından kaçırılarak 08.46’da İkiz Kuleler’in kuzey yönündeki binasına çarptı. United Airlines’a ait uçak da ilk saldırıdan 17 dakika sonra canlı yayında güney kulesine çarptı. Saldırılarda toplan 2 bin 996 kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı.

ABD tarihinin en büyük terör olayı olarak adlandırılan olay gizemini hala koruyor. Bir kesim ABD'nin Afganistan ve Irak'ı işgal etmek için kendisinin yaptığını öne sürerken bir kesim ise olayın El Kaide tarafından kendi üst düzey yöneticilerine karşı giriştiği suikastlar sonrasında intikam için yaptığını öne sürüyor.

Saldırıların ardından ABD'de yaşanan süreçte bir Irak ve Afganistan'a saldırmayı kabul etmeyen ABD senatosunun ikna olmasına, birçok alanda yeni düzenlemeler getirilmesine neden oldu. Müslüman karşıtı nefret söylemleri, saldırılar arttı ve medyaya sansür yaygınlaştı. Latin Amerika'da ABD baskı nedeniyle zor dönemler geçiren halkın bu saldırılar sonrası Müslüman olma sayısı arttı.

ABD iç ve dış istihbarat servisleri (CIA, FBI) daha da cüretkar hale gelerek ABD içerisindeki kendi halkından olan sivil Müslümanlara karşı yargısız tutuklamaya başladı. Küba'daki ABD'nin işkence üssü Guantanamo Cezaevi açılarak binlerce sivil orada işkence ile öldürüldü.

Siyaset Bilimci Olivier Roy, ABD'nin ülkelerin tarihi ve toplumsal yapısını göz önünde bulundurmadan Afganistan'da ve Irak'ta sıfırdan toplum oluşturma girişimlerinin hata olduğunu ve dini yapının da saldırılardan bu yana değiştiğine dikkat çekerek "Sivil toplumun yeniden Müslümanlığa dönmesi doruk noktasına ulaştı." ifadelerini kullandı.

11 EYLÜL'DE YAŞANANLAR

İkiz kulelere çarpan uçakların kara kutusu incelenerek dakika dakika neler yaşandığı ile ilgili bilgiler basına 2010'dan sonra çıkmaya başladı. Toplam 4 uçak kaçıran El Kaide'ye bağlı 18 hava korsanı uçakların kontrolünü kısa bir süre içerisinde ele geçirerek uçakları ikiz kulelere yönlendirdiler. İşte dakika dakika o gün yaşananlar;

Saat 8:00'da 11 nolu uçuş, 81 yolcusu ve 11 mürettebatı olan bir Boeing 767, Los Angeles’a (LA) gitmek üzere Boston’daki Logan havalimanından kalktı. Mısırlı Muhammed Atta ile ekibi Abdulaziz al Omari, Waleed al Shehri, Vail al Şehri ve Satam al Sukami uçağın kabinine girerek uçağın kontrolünü ele geçirdiler. Uçuş 11, rotasından keskin bir sapma yaptı ve New York’a doğru yöneldi. Boston hava kontrol kulesi, uçağın kaçırıldığına dair diğer kuleleri uyardı.

08.14'de 56 yolcu ve 9 mürettebat ile Boeing 767 tipi uçak, 175 nolu uçuş, yine Logan’dan LA’ya gitmek üzere kalktı. Birleşik Arap Emirlikleri asıllı Mervan al Şehhi ile Fayez Banihammad, Hamza al Hamdi, Ahmed al Hamdi ve Mohand al Şehri uçağı ele geçirdiler.

08:20'de 58 yolcusu ve 6 mürettebatıyla 77 sefer sayılı Boeing 757 tipi uçak, Washington Dulles havaalanından LA’ya gitmek üzere havalandı. Yolcular 29 yaşındaki Suudi Arabistan vatandaşı Hani Hanjour ve Navaf al Hazmi, Halid al Mihdhar, Majed Moked, Salem al Hazmi vardı. Uçağın kontrolünü ele geçirdiler

08.42'de 37 yolcu ve 7 mürettebatla 93 nolu Boeing 757 uçuşu Newark havaalanından San Francisco’ya gitmek üzere havalandı. Lübnanlı Ziad Jarrah ve Ahmed al Nami, Ahmed al Haznawi, Saeed al Hamdi uçaktaydı. Son uçağın havalandığı anlarda 175 sefer sayılı uçaktaki korsanlar iki pilotu da bıçaklayarak öldürdü ve uçağın kontrolünü ele aldı.

KUZEY KULESİ’NE ÇARPTI

08.46'da ilk kalkan 11 numaralı uçak, Dünya Ticaret Merkezi’nin kuzey kulesine 93 ve 99’uncu katlar arasından çarptı. O anda binanın içinde yaklaşık 18 bin kişi vardı ve bunların 1300’ü uçağın çarptığı katlarda bulunuyordu.

08.51'de 77 nolu uçuş, diğerlerinin aksine mürettebat ile korsanlar arasında yaşanan boğuşma sırasında ele geçirilerek indirildi.

09.03'de 175 sefer sayılı uçak Dünya Ticaret Merkezi’nin güney kulesine 77 ile 85’inci katlar arasından çarptı. Kuzey kuledeki çarpışmanın ardından bu binanın kısmen boşaltılmış olması nedeniyle can kaybı daha az oldu ama yerdekiler ve itfaiye görevlileri hariç yine de 600 kişi öldü.

Uçakların kaçırıldığının ve İkiz Kulelere çarpmasından bir saat sonra aynı anda Florida’daki bir ilkokulda çocuklarla bir araya gelen ABD Başkanı Bush’un kulağına “Amerika’nın saldırı altında olduğu” söylendi. Bu uyarıya rağmen bir süre daha çocuklara kitap okumayı sürdüren Bush, sonrasında “kimseyi endişelendirmek istemediği” için böyle davrandığını savundu.

09.28'de Uçuş 93’teki teröristler uçağı ele geçirmek için harekete geçti, ancak hava kontrolörleri, pilotları New York’ta yaşananlara dair uyardığı için bu o kadar kolay olmadı. Kayıtlara boğuşma sesleri yansıdı. Bir yolcu kabinden eşini aradı ve durumu bildirdi. 7 dakika sonra uçak başkente yöneldi.

09.37'de 77 sefer sayılı uçak Pentagon’un batı kanadına çarptı. Uçaktakilerin yanı sıra Pentagon’da 125 kişi öldü. Aynı dakikalarda Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Beyaz Saray altındaki sığınağa indi ve süreci buradan takip etti.

Çarpmanın yaşanmasından yaklaşık bir saat sonra 09:45'de sularında ABD hava sahası tüm uçuşlara kapatıldı. Tüm sivil uçaklara en yakın havalimanına inmeleri emredildi.

GÜNEY KULESİ ÇÖKTÜ

09:58'de çarpışmadan 56 dakika sonra Dünya Ticaret Merkezi’nin güney kulesi çöktü. Olası yeni saldırılara karşı Chicago ve New York’taki büyük gökdelenler tahliye edildi.

10.:00'da 93 nolu uçuşta aileleri ile temas kurmayı başaran ve yaşananlar hakkında bilgi sahibi olan bazı yolcular, kontrolü geri alabilmek için teröristlere saldırdı. Boğuşmalar üzerine teröristler uçağı düşürmekle tehdit etti. Çıkan boğuşma sonrası uçak Pensilvanya'da açık araziye çakıldı.

KUZEY KULESİ ÇÖKTÜ

10:28'de çarpmadan yaklaşık 2 saat sonra Dünya Ticaret Merkezi’nin kuzey kulesi de çöktü. Bunun etkisiyle civardaki binalar büyük ölçüde yıkıldı. ABD’ye yönelik tehdit nükleer savaşa denk gelen seviyesi DEFCON3’e yükseltildi. ABD’nin kuzey komşusu Kanada tüm uçuşları durdurdu. Havada kalan Amerikan uçaklarının ise kendi pistlerine inmesine izin verdi.

12:15'de Amerikan hava sahasında tek bir sivil hava taşıtı kalmadı.

17:20'de ise Dünya Ticaret Merkezi kompleksi içinde yer alan 47 katlı başka bir bina çöktü.

14 Eylül 2001 Bush'un yaptığı "Ya bizden yanasınız ya da teröristlerden" konuşmasının ardından Kongre, Afganistan ve Irak'ta askeri operasyon yapılmasına imkan veren tasarıyı onayladı. Bush, Camp David’de üst düzey kurmaylarıyla bir araya geldi ve el Kaide’ye karşı atılacak adımları ele aldı. O hafta sonu Bush, “terörle savaş” terimini ilk kez kullandı.

20 Ekim 2001'de Bin Ladin, saldırılara atıfta bulunarak, “İnsanlarımızı öldürmenin intikamını almak terörizmse, tarih bizim terörist olduğumuza şahit olsun... Bush ve Blair... zor dışında başka dilden anlamazlar. Bizi her öldürdüklerinde biz de onları öldürürüz” dediği ses kayıtları yayınlandı. Usame bin Ladin, El Cezire’de yayınlanan bir ses kaydında, doğrudan 11 Eylül saldırılarının arkasında olduğunu itiraf etti.

Saldırıların ardından 20 yıl "terörle savaş" adı altında Afganistan'da binlerce sivili öldüren ABD, Irak, Yemen ve Afganistan'da kaos ve açlıktan başka bir şey bırakmadı. Afganistan'da Taliban ile masaya oturmak zorunda kalan dönemin ABD Başkanı Trump 11 Eylül'de Afganistan'da tek bir asker kalmayacağını garanti eden Doha Anlaşmasını imzalayan taraflardan birisi oldu. Taliban'ın hızlı ilerlemesi ve Gani hükümetinin çökmesi sonrası 31 Ağustos'ta son ABD askeri de Kabil'i terk ederek 11 Eylül'de ikiz kuleler yerle bir olurken, toz bulutu altında kalan Afgan halkının arkasında unutulmayacak acılar bırakarak gitti.