Gazze Şeridi'nde işgalci İsrail ile işbirliği yapan milis lideri Yasir Ebu Şebab'ın öldürülmesi ve beraberindeki çok sayıda unsurun teslim olması, sahadaki dengeleri değiştirdi. Uzmanlar ve analistler, bu gelişmeyi İsrail'in yerel grupları kullanarak yürütmek istediği "vekiller üzerinden savaş" stratejisinin iflası olarak nitelendiriyor. Stratejik ve Askeri Uzman Nidal Ebu Zeyd, İsrail'in kara savaşından yerel işbirlikçilerle yürütülen bir modele geçme çabasının duvara tosladığını belirtti. Ebu Zeyd, İsrail iç istihbaratı Şin Bet generallerinin de itiraf ettiği üzere, Filistin toplumunun bu tür yapıları "hain" olarak gördüğünü ve suç geçmişi olan bu kişilere asla kucak açmadığını vurguladı. Ebu Şebab'ın bizzat kendi aşireti olan Terabin tarafından tasfiye edilmesi, bu grupların sosyal tabandan yoksun olduğunu kanıtlayan en somut gelişme olarak değerlendirildi.
"Toplum bu ihaneti kabul etmedi, psikolojik çöküş başladı"
Analistler, Husam el-Astal ve el-Mensi gibi bazı milis liderlerinin İsrail korumasındaki "Sarı Hat" bölgelerinde tankların arkasına saklandığını, ancak direniş bölgelerine adım attıkları anda ya öldürüldüklerini ya da teslim olmak zorunda kaldıklarını belirtiyor. Siyasi Analist Muhammed el-Kik, bu grupların örgütsel bir yapıdan yoksun olduğunu ve liderin ölümüyle birlikte tam bir kaos ve kaçış sürecine girdiklerini ifade etti.
Gazze'deki direniş güvenlik kaynakları ise son saatlerde İsrail destekli çetelere mensup 8 kişinin, ilan edilen "10 günlük tövbe kapısı" kapsamında kendiliğinden teslim olduğunu duyurdu. Ailelerin ve aşiretlerin işbirlikçilerin üzerindeki korumayı kaldırmasının bu süreçte etkili olduğu belirtilirken, İsrail ordusunun bu çeteleri korumak için çatışmalara müdahil olması, Tel Aviv'in bölgede yaratmak istediği güvenlik kaosunun bir parçası olarak görülüyor.




