Orta Doğu

Gazze’de barış gücü askerlerini bekleyen tehlike: Askeri tuzaklar

Gazze’ye konuşlandırılması planlanan "Uluslararası İstikrar Gücü", uygulanması zor senaryolarla karşı karşıya. Diplomatlar, Ürdün ve Mısırlı askerlerin İsrail ateşiyle karşılaştığında nasıl tepki vereceği sorusunun, görev gücü üzerindeki en büyük tehlike olduğunu belirtiyor.

Abone Ol

Gazze Şeridi’ne konuşlandırılması planlanan ve ABD’nin öncülük ettiği "Uluslararası İstikrar Gücü" (International Stabilisation Force), bölgedeki diplomatik ve askeri aktörler için patlayıcı bir senaryo riski taşıyor. Arap ve Müslüman askerlerden oluşması beklenen bu gücün, İsrail işgal güçleri tarafından hedef alınması durumunda yaşanacak sonuçlar, planın üzerindeki en büyük tehdit olarak görülüyor.

İsrail’in ateşi altında kalma riski

Bölgede onlarca yıllık barış gücü deneyimine sahip bir Birleşmiş Milletler (BM) yetkilisi, bu riskin varsayımsal olmadığını belirtti: "Lübnan’ın güneyindeki UNIFIL barış güçleri, İsrail’in saldırılarına maruz kaldı. Orada İrlandalı ve İtalyan askerler itidalle davrandı. Mısırlı veya Ürdünlü askerler, İsrail ateşi altında kalırlarsa nasıl tepki verir?" diye sordu.

Mısır ve Ürdün'ün İsrail ile barış anlaşmaları olmasına rağmen, her iki ülkenin de halkları ve er düzeyindeki askerleri, İsrail’in Filistin topraklarındaki işgali nedeniyle büyük ölçüde İsrail’e karşıt bir tutum sergiliyor. Bu durum, Mayıs 2024’te Refah’ta iki Mısırlı askerin İsrail’le çıkan çatışmada hayatını kaybetmesi gibi olaylarla daha da derinleşiyor.

Meşruiyet ve kontrol ikilemi

Columbia Üniversitesi'nden eski BM Barış Gücü Operasyonları Genel Sekreter Yardımcısı Jean Marie Guehenno, görev gücünün iki taraflı bir ikilemle karşı karşıya olduğunu belirtti:

  • Filistinliler İçin: Gücün, "İsrail’in" sözleşmeli bir ajanı gibi algılanmaması gerekir.

  • İsrail İçin: İsrail, kendi güvenliğinin temel bir meselesini, doğrudan kontrolü olmayan bir güce devretme konusunda direnç gösterecektir.

Bu endişeleri gidermek isteyen Mısır, ateşkes ihlallerini caydırmak amacıyla gücün yanında ABD’nin askeri personel konuşlandırması için kulis yapıyor.

BM Güvenlik Konseyi yetkisi şart

Arap ve Batılı diplomatlara göre, gücün İsrail işgalinin bir aracı olarak olarak görülmemesi için BM Güvenlik Konseyi yetkisi alması hayati önem taşıyor. Bir Batılı diplomat, Çin ve Rusya'nın veto yetkisi olmasına rağmen, birçok Arap ve Müslüman ülkenin BM onayı istemesinin, bu iki ülkenin engelleyici davranmasını olası kılmadığını söyledi.

Hamas’ın, Türkiye, Katar ve Mısır’ın baskısıyla ateşkesi kabul etmesi, Hamas’ın bu tür bir güce "bir arada yaşamayı" öğrenerek karşılık verebileceği umudunu doğuruyor.

Trump'ın planı ve Blair tartışması

ABD tarafından itilen bu planın ironik yanı, BM’yi eleştiren Trump yönetiminin bu fikri desteklemesi. Trump’ın 20 maddelik planı, Hamas'ın Gazze yönetiminde rolü olmayacağını ve silahsızlanacağını öngörüyor. Plan ayrıca, Gazze yönetimini denetleyecek, Trump'ın başkanlık edeceği ve eski Birleşik Krallık Başbakanı Tony Blair’in de yer alacağı bir "Barış Kurulu" kurulmasını içeriyor.

Uzmanlar, Libya ve Doğu Timor örneklerini vererek, Gazze’de barış gücü konuşlandırmanın, "on kat daha zor" olacağı uyarısında bulunuyor. En büyük zorluk, gücün sahada Hizbullah’la Lübnan’da olduğu gibi Hamas savaşçılarıyla İsrail arasında denge kurmaya çalışırken "iki ateş arasında" kalması riski.

Orta Doğu Haber