Gazze Mahkemesi’nin İstanbul’da düzenlenen nihai oturumu kapsamında, "Suçlar ve Tanık İfadeleri" paneli gerçekleştirildi. Dört gün sürecek oturumlarda, İsrail’in Gazze’de işlediği iddia edilen suçlara dair görgü tanıklarının ve uzmanların ifadeleri dinleniyor.
Refah’ta toplu infaz iddiaları
Tanık Mahmoud Al-Khatib, İsrail güçlerinin Refah’ta genç erkekleri toplu halde infaz ettiğini ileri sürdü:
"Refah kentinin yerleşim bölgesinde büyük bir çukur kazdılar. Tüm gençleri o çukura ittiler ve maalesef ailelerinin önünde infaz ettiler."
Bir başka tanık Samer Abu Foura da Gazze sınırında yaşanan aşağılamaları ve cinsel istismar sahnelerini anlattı. Raghad Suleiman, gözaltındaki sivillere köpeklerle saldırıldığını ve “Kadınları kenara itip, boyunlarına bastılar ve dövdüler” dediğini aktardı.
Akademisyenin acı bilançosu
Güney Afrika'dan panele çevrim içi bağlanan akademisyen Haider Eid, İsrail’in saldırılarının "sivil nüfusu hedef alan bilinçli bir politika" olduğunu belirterek, Gazze’deki yaşananları "mutlak kötülük" olarak tanımladı.
Eid, ailesinden 54 kişiyle birlikte, El-Aksa Üniversitesi’nden 39 meslektaşını ve 280’i aşkın öğrencisini kaybettiğini, ayrıca mahallesinin, evinin ve üniversitesinin yok olduğunu anlattı. Eid, İsrail’in Gazze’yi yaşanamaz hale getirerek özellikle kadınları, çocukları ve yaşlıları cezalandırdığını vurguladı.
ABD, uluslararası hukuku çökertiyor
Filistinli insan hakları avukatı ve Rutgers Üniversitesi öğretim üyesi Noura Erakat, uluslararası hukukun İsrail karşısında işlevsiz kaldığını belirterek, Gazze'de yaşananları "uluslararası hukukun çöküşü" olarak nitelendirdi.
Erakat, ABD'nin İsrail'e sağladığı koşulsuz desteğin saldırıları mümkün kıldığını söyledi. Washington’un Birleşmiş Milletler’deki (BM) veto politikalarıyla İsrail'e siyasi zemin hazırladığını anlatan Erakat, şunları kaydetti:
"Hem (Joe) Biden hem de (Donald) Trump yönetimleri, soykırımı önlemeye yönelik karar tasarılarını sistematik şekilde veto etti. Dünya güçleri Gazze'yi uluslararası hukukun mezarlığına çeviriyor. Bu son derece tehlikeli."
Han Yunus'taki saldırılardan kurtulan Radwan Abu Muammar da, hiçbir uyarı yapılmadan bombalanan evlerinde çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 51 kişiden 30’unun hayatını kaybettiğini anlatarak, "Hayatımın en acı anıydı" dedi.




