Ayalon, bu krizin sorumlusu olarak Başbakan Binyamin Netanyahu’nun “aşırıcı” politikalarını ve iktidarda kalma saplantısını gösterdi.
Yaklaşık 40 yıl devlete hizmet verdiğini belirten Ayalon, “Artık alarm zillerini çalmanın zamanı geldi” dedi. Gazze’deki İsrailli esirlerin Netanyahu’nun kişisel çıkarları uğruna kaderine terk edildiğini söyleyen Ayalon, hükümetin sürekli savaş politikası yürüttüğünü, bunun ise yalnızca “daha fazla ölüm ve nefret” getireceğini vurguladı.
Ayalon’un ifadelerine göre, 17 eski güvenlik yetkilisiyle birlikte İsrail’in önde gelen gazetelerinde yayımlanan bir bildiride, devletin demokratik temellerinin aşındığına dair uyarıda bulunuldu. Anketlere göre İsraillilerin %70’i esirlerin geri dönmesi karşılığında savaşın sona ermesini ve erken seçim yapılmasını destekliyor.
Ülke içinde büyüyen muhalefete dikkat çeken Ayalon, binlerce pilot, donanma ve istihbarat personelinin, yedek askerlerin hükümete karşı ses yükselttiğini belirtti.
Ayalon, çağrısını yalnızca ülke içine değil, dünya kamuoyuna da yaptı: “Gerçek dostluk, bu aşırıcı hükümete karşı çıkmak ve İsrail halkının yanında durmaktır.” Britanya’daki Yahudi Cemaatleri Konseyi’nden 36 üyenin de İsrail içindeki protestolara destek verdiğini hatırlattı.
Makaleyi, “Bu bir varoluş krizi. Rotayı değiştiremezsek, İsrail’in Yahudi ve demokratik bir devlet olarak geleceği tehlikede” sözleriyle tamamladı.
