The Times gazetesi için kaleme aldığı makalede Hague, Bosna Hersek’teki gerginliğin Avrupa’nın tamamını krize sürükleyebileceğine dikkat çekti.
Batı’nın Balkanlar’ın istikrarını bozmaya çalışan Rusya’ya karşı koyması gerektiğini vurgulayan Hague, bölgenin Avrupa’nın en kanlı savaşların başlama noktası olduğuna dikkat çekerek tarihin Batı Balkanlar’ın ihmal edilmemesi gerektiğini gösterdiğini belirtti.
Hague, Rusya’nın Karadağ’da darbe girişiminde bulunduğunu, Kuzey Makedonya’daki referanduma müdahale ettiğini ve Sırbistan’da siyasi ve iktisadi yaşam üzerindeki giderek artan baskı uyguladığını iddia etti.
Bosna Hersek devletinin altını oyan Sırp lider Milorad Dodik’in Rusya ve Sırbistan tarafından aktif olarak desteklendiklerini söyleyen Hague, Rusya’nın Bosna Hersek’i Ukrayna, Gürcistan veya Moldova gibi bir ülke haline getirmek suretiyle NATO’ya katılmasını engellemeye çalıştığını iddia etti.
Dodik’in ayrılmaktan söz ettiğine ve Srebrenitsa’daki soykırımdan sorumlu olan orduyu tekrar diriltmekten bahsettiğine dikkat çeken Hague, Dayton Barış Anlaşması’nın doğrudan tehdit altında olduğunu ve Batı’nın eyleme geçme vaktinin geldiğini yazdı.
Makalesinde Hague, Bosna Hersek’teki Avrupa Birliği barış gücü EUFOR’un NATO birlikleriyle desteklenmesi gerektiğini ve bu birliklerin Sırp Cumhuriyeti entitesi topraklarını ikiye bölen Brçko bölgesine ve Tuzla’daki havalimanına konuşlandırılabileceklerini ifade etti.
Hague, “Güç ve kararlılık, büyük bir sorunu bertaraf edebilir. Batı’nın dikkatini kaybetmesinin sonucu, Afganistan’da yaşanan çöküşte görülebiliyor. Aynı şeyin Avrupa kıtasında yaşanmasına müsaade edilemez. Batı’nın Vladimir Putin’in soğuk gözlerine bakması ve onun taktikleriyle yüzleşmesi gerekiyor. Bunun uygulanması için Balkanlar kilit bir mevki” diye yazdı.