Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), İsrail işgal yönetiminin Somali'nin kuzeybatısındaki ayrılıkçı bölge olan "Somaliland"i tanıma kararının ardından "uluslararası barış ve güvenliğe yönelik tehditler" gündemiyle acil toplandı. Pazartesi günü gerçekleşen oturumda, BM Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Halid Khiari, bölgedeki tırmanan gerilime dair üyeleri bilgilendirdi.
BM'den "egemenlik ve bütünlük" vurgusu
Genel Sekreter Yardımcısı Khiari, Konsey üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, Somali Federal Cumhuriyeti’nin egemenliğine, birliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini yineledi. Geçtiğimiz hafta kabul edilen 2809 sayılı Konsey kararına atıfta bulunan Khiari, taraflara şu çağrılarda bulundu:
-
Mevcut durumu karmaşıklaştıracak adımlardan kaçınılmalı.
-
Somali Hükümeti ile Somaliland arasında barışçıl ve yapıcı bir diyalog kurulmalı.
-
Bölgenin uluslararası veya vekalet savaşlarının merkezi haline gelmesine izin verilmemeli.
Somali'den sert tepki: "Saldırı olarak görüyoruz"
Somali Federal Cumhuriyeti, İsrail'in bu hamlesini "egemenliğe yönelik kasıtlı bir saldırı" olarak tanımlayarak kararı kesin bir dille reddettiğini açıkladı. Mogadişu yönetimi, topraklarında yabancı askeri üslere veya bölgeyi çatışma alanına çevirecek hiçbir düzenlemeye izin vermeyeceğini vurguladı. Oturuma Türkiye, Kuveyt, Mısır, Güney Afrika ve Cibuti temsilcilerinin yanı sıra Arap Birliği ve Afrika Birliği delegeleri de katılarak Somali’nin toprak bütünlüğüne destek verdikleri mesajını paylaştılar.
Somaliland'in arka planı ve tanınma krizi
1991 yılından bu yana fiili (de facto) bir yönetim olarak faaliyet gösteren Somaliland, eski İngiliz sömürge sınırları içerisinde yer alıyor. 1960’ta bağımsızlığını kazandıktan kısa süre sonra Güney Somali ile birleşen bölge, iç savaşın ardından bağımsızlığını ilan etmişti. On yıllardır uluslararası alanda resmi tanınma bekleyen bu yapıya karşı İsrail'in geçtiğimiz Perşembe günü attığı adım, bölgesel dengeleri sarsan bir hamle olarak değerlendiriliyor.
Uzmanlar, işgalci İsrail'in bu kararının Doğu Afrika ve Kızıldeniz jeopolitiğinde yeni bir kutuplaşmaya yol açabileceği uyarısında bulunuyor.