Batı Afrika'nın istikrar adası olarak bilinen Benin, geçtiğimiz pazar sabahı tarihinin en kritik anlarından birini yaşadı. Başkent Kotonu'da devlet televizyonunu ele geçiren ve kendilerini "Yeniden Kuruluş Askeri Komitesi" olarak tanımlayan bir grup asker, yönetime el koyduklarını ve anayasayı askıya aldıklarını duyurdu. İçişleri Bakanlığı'nın hızlı müdahalesi ve ordunun komuta kademesinin Cumhurbaşkanı Patrice Talon'a bağlılığını bildirmesiyle girişim bastırıldı. Ancak olay, Benin'in yıllardır süren "sessiz ve istikrarlı" imajını yerle bir ederken, Fransa'nın bölgedeki çöküşüne dair en somut işaretlerden biri olarak kayıtlara geçti.
Sahel yangını kuzeye sıçradı: Ordu "unutulduk" diyor
Darbe girişiminin arkasındaki temel motivasyonun, Benin'in kuzey sınırlarında giderek derinleşen güvenlik krizi olduğu belirtiliyor. Mali, Burkina Faso ve Nijer'den sızan silahlı gruplar, son yıllarda Benin'in kuzeyindeki Alibori ve Atakora bölgelerini hedef alıyor. 2025'in ilk aylarında ordunun verdiği kayıplar ve yetersiz teçhizat şikayetleri, kışladaki huzursuzluğu tetikledi. Girişimi organize eden askerler, "Güvenlik krizine kayıtsız kalan ve cephedeki askeri unutan bir yönetim" eleştirisiyle hareket ettiklerini duyurdu. Bu durum, Sahel'deki cihatçı tehdidin artık sadece bir sınır ihlali değil, Benin'in iç siyasetini sarsan bir faktöre dönüştüğünü gösteriyor.
Fransa'nın çekildiği boşluk ve 2026 belirsizliği
Olayın bir diğer boyutu ise Fransa'nın Batı Afrika'daki nüfuz kaybı. Mali, Burkina Faso ve Nijer'de yaşanan darbeler sonrası askeri varlığını çeken Paris, Benin'i bölgedeki son "sağlam müttefiklerinden" biri olarak görüyordu. Ancak bu darbe girişimi, Fransa'nın kurduğu "Françafrique" düzeninin Benin'de de işlevsiz kaldığını ortaya koydu. Rusya, Çin ve diğer aktörlerin doldurduğu güç boşluğunda Benin, güvenliğini çeşitlendirme arayışına girmiş durumda.
Öte yandan, 2016'dan beri ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı Patrice Talon'un görev süresinin 2026'da dolacak olması, siyasi tansiyonu artırıyor. Talon'un üçüncü dönem için aday olmayacağını açıklamasına rağmen, kuzeydeki güvenlik baskısı ve ekonomik reformların yarattığı toplumsal memnuniyetsizlik, yaklaşan seçimleri kritik bir eşik haline getiriyor. Bastırılan darbe, Benin'in sadece askeri değil, siyasi bir türbülansın da eşiğinde olduğunu gösteriyor.




