Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu'nda Gazze konulu oturumda Avrupa Birliği'ne, Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) İsrail aleyhine açtığı "soykırım" davasına destek vermesi çağrısı yapıldı.

İrlandalı AP Üyesi Clare Daly, oturumda yaptığı konuşmada, İsrail'in Gazze'de öldürdüğü on binlerce sivile ve sürdürdüğü bombardımana rağmen kamuoyu önünde kaybettiğini ve bölgesel çatışmaya neden olmak için "kışkırtıcı" eylemlere başvurduğunu söyledi.

AP'de Sol Grup Üyesi Daly, İsrail'i kendi eylemlerinin sorumluluğundan kurtulmak için ABD'yi yardımına çağırdığını belirterek, "Yemen'de gördüğümüz gibi kasap Biden, yanında madam soykırım (AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen) ile birlikte göreve hazırlanıyor. İsrail terörünün devamını sağlayanlar onlardır. Onlar olmasaydı çoktan biterdi." eleştirisinde bulundu.

UAD'da görülen "soykırım" davasında İsrail'in avukatlarının savunmalarında alıntıladığı AB Komisyonu Başkanı von der Leyen'e tepki gösteren Daly, "Von der Leyen ve soykırımcı Almanya'ya gelince, İsrail'i UAD'da destekleyen sözleriniz ve eylemleriniz yalnızca size aittir, Avrupa halkı Filistin'in ve Güney Afrika'nın yanındadır." dedi.

"AB, Güney Afrika'nın açtığı davayı desteklemeli"

Yeşiller Grubundan AP Üyesi Ciaran Cuffe, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve hükümetinin uluslararası hukuku ihlal etmenin bedelini ödemesi gerektiğini vurgulayarak, "İsrail ordusunun aralıksız bombardımanı, insani yardımların ve tıbbi malzemelerin Gazze'ye ulaşmasını engelliyor. Çocuklar anestezi olmadan ameliyat ediliyor." ifadelerini kullandı.

Cuffe, İsrail'e yönelik ekonomik yaptırımlar uygulanması, insan hakları ihlallerine son verilmesi için diplomatik baskı yapılması ve ateşkes sağlanmasına yönelik AB'nin somut adımlar atması gereğinin altını çizdi.

Finlandiyalı AP Üyesi Heidi Hautala, Gazze'de acilen kalıcı bir ateşkes ilan edilmesi gerektiğini çünkü İsrail'in bombardımanlarının halkın temel tıbbi ihtiyaçlarının karşılanmasını imkansız hale getirdiğini söyledi.

Uluslararası Adalet Divanının İsrail'in Soykırım Sözleşmesini ihlal ettiği yönündeki iddiaları kapsamlı şekilde araştırması gerektiğine değinen Hautala, "AB, Güney Afrika'nın Adalet Divanı'nda açtığı davayı desteklemeli ve İsrail'in mahkeme tarafından dayatılan her türlü geçici tedbire uyması gerektiğini açıkça belirtmelidir." diye konuştu.

"Gazze'nin topyekün yok edilmesi barış ve adalet getirmeyecek"

Portekizli Sosyalist AP Üyesi Pedro Marques, Gazze'de her gün binlerce sivilin öldürüldüğüne, öldürülenlerin yüzde 70'inin kadın ve çocuk olduğuna ve şimdiye kadar 24 bin kişinin hayatını kaybettiğine dikkati çekerek, "Siviller savaşçı değildir. Çocuklar terörist değildir. Aile ve üçüncü kişiler de dahil olmak üzere toplu cezalandırma kabul edilemez." ifadelerini kullandı.

Uluslararası hukuk ihlalleri ve savaş suçlarından sorumlu olanlardan hesap sorulması gerektiğini vurgulayan Marques, UAD'de İsrail aleyhine açılan soykırım davasına desteğini bildirdi.

Marques, "Gazze'nin topyekün yok edilmesi, her santimetrekaresinin yerle bir edilmesi bölgeye barış ve adalet getirmeyecek ve İsrail'i daha güvende tutmayacak. Artık kan dökülmesinin durması gerekiyor. Gazze dahil Filistin topraklarının işgali sona erdirilmeli ve ardından Oslo Anlaşmalarına uygun olarak bağımsız Filistin devleti kurulmalıdır." şeklinde konuştu.

"Suç ortağı olmayı bırakmalıyız"

Fransız AP Üyesi Manon Aubry, Gazze'de 100 gün boyunca her gün ortalama 300 kişinin öldürüldüğüne değinerek, "İsrail'in eylemlerinin soykırım niteliğine dikkat çekmek için Adalet Divanı'nda dava açan Güney Afrika'yı desteklemeliyiz. İsrail'le olan ortaklık anlaşmamızı da askıya almalı ve İsrail'e silah ihracatımızı durdurmalıyız. Suç ortağı olmayı bırakmalıyız." dedi.

Konuşmasında Gazze'de devam eden saldırıların "soykırım" olduğunu vurgulayan Yunan AP Üyesi Kostas Papadakis de Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhine açtığı "soykırım" davasına desteğini ifade etti.

İsveçli AP Üyesi Abir Al-Sahlani, Gazze'de öldürülenlerin çoğunun çocuklar olduğuna dikkati çekerek, "İsveç'teki ortalama bir okulda yaklaşık 200 çocuk bulunmaktadır. Eğer İsveç, Gazze olsaydı her gün bir okul dolusu çocuk İsrail işgal güçleri tarafından bombalanarak öldürülecekti. İsrail'e karşı savaştan bu yana 10 binden fazla çocuk öldü. Çok daha fazlası çöken binaların altında gömülü halde ve pek çoğu ise ciddi şekilde yaralandı." dedi.

"Almanya tarihinden hiçbir ders almamış"

İrlandalı AP Üyesi Mick Wallace ise "İsrail'in Filistinlilere soykırımı 100'üncü gününde, çifte standartlar ve uluslararası eylemsizlik 100'üncü gününde. 24 binden fazla masum sivil öldü, bunlardan 10 binden fazlası çocuk ve binlerce kişi hala enkaz altında. Hala soykırım olup olmadığını mı merak ediyorsunuz? Yaklaşık 2. milyon kişi yerlerinden edildi ve hala bombalanıyorlar. Hastaneler, kiliseler, camiler, fırınlar ve konutlar bombalandı. Hala soykırım olup olmadığını mı merak ediyorsunuz?" ifadesini kullandı.

Almanya'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda Güney Afrika tarafından soykırımla suçlanan İsrail'e destek açıklamasına büyük tepki gösteren Wallace, "Almanya Namibya’da 20'nci yüzyılın ilk soykırımını işleyen ülke. Namibya Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamada, Almanya’nın Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı başvurusuna karşı açıklamasını kınadı ve şaşkınlığını dile getirdi." dedi.

Wallace, Almanya'nın Ukrayna'daki savaşı ve İsrail'de yasa dışı yerleşimcileri ve "soykırımı" destekleyen tutumunun bu ülkenin "tarihinden hiçbir ders almadığını gösterdiğini" ifade etti.

İspanya, 4 ülke ile aynı anda Filistin devletini tanımayı planlıyor İspanya, 4 ülke ile aynı anda Filistin devletini tanımayı planlıyor

Oturumda söz alan AB Komisyonunun insani yardımlardan sorumlu Üyesi Janez Lenarcic ise "Gazze'de sivil kayıp sayısının kabul edilemez ve uluslararası insancıl hukuka uyumun zorunlu ve müzakereye kapalı olduğu" mesajını İsrail'e sürekli ilettiklerini belirtti.