ABD ile Venezuela arasında askeri hareketliliğin ve karşılıklı sert açıklamaların zirve yaptığı bir dönemde, ABD Başkanı Donald Trump'tan kritik bir itiraf geldi. Trump, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile kısa süre önce telefonda görüştüğünü ilk kez resmen doğruladı. Ancak görüşmenin içeriğine dair ser verip sır vermedi.

Konuyla ilgili soruları yanıtlayan Trump, "Evet, görüştüm ama yorum yapmak istemiyorum" diyerek detay paylaşmaktan kaçındı. Gazetecilerin görüşmenin "iyi mi yoksa kötü mü" geçtiği yönündeki ısrarlı sorularına ise sadece, "Bu bir telefon görüşmesiydi" şeklinde kaçamak bir yanıt verdi.

"Fazla anlam yüklemeyin"

New York Times gazetesi, bu ayın başlarında gerçekleşen görüşmede iki liderin ABD'de yüz yüze bir araya gelme ihtimalini değerlendirdiğini yazmıştı. Görüşmenin teyidi, Trump'ın hafta sonu Venezuela hava sahasının "tamamen kapalı" kabul edilmesi gerektiğini açıkladığı gergin bir atmosferde geldi. Trump, son açıklamalarının Venezuela'ya yönelik anlık bir askeri saldırı işareti olup olmadığı sorusuna ise, "Fazla anlam yüklemeyin" karşılığını verdi.

Masadaki seçenekler: Rejim değişikliği ve askeri baskı

Liderler düzeyindeki bu temasa rağmen Washington'ın Caracas üzerindeki baskısı sürüyor. İngiliz medyasına yansıyan raporlara göre, ABD yönetimi Maduro hükümetini devirmeye yönelik girişimler ve Karayipler'deki askeri varlığı yeni bir aşamaya taşıma gibi sert seçenekleri masada tutuyor.

Boykot Starbucks'a diz çöktürdü: 35 milyon dolar tazminat
Boykot Starbucks'a diz çöktürdü: 35 milyon dolar tazminat
İçeriği Görüntüle

Bölgede "uyuşturucu" operasyonları ve sivil kayıplar

Sahadaki durum ise diplomatik belirsizlikten çok daha sıcak. ABD ordusu, aylardır Karayipler'de "uyuşturucu kartelleriyle mücadele" adı altında kapsamlı operasyonlar yürütüyor. Pentagon'un sevkiyatları kapsamında bölgede 15 binden fazla asker ve bir düzineden fazla savaş gemisi konuşlandırılmış durumda.

Trump'ın daha önce CIA'in Venezuela içinde gizli operasyonlar yürütmesine onay verdiğini doğrulaması, endişeleri artırıyor. Eylül ayından bu yana Karayipler ve Pasifik'te "uyuşturucu taşıdığı" iddiasıyla teknelere düzenlenen en az 21 saldırıda 83 kişinin hayatını kaybetmesi, operasyonların şiddet boyutunu gözler önüne seriyor.

Orta Doğu Haber