ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, 2025 yılının Eylül ayında New York'ta yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGA) oturumuna katılacak Filistin Kurtuluş Örgütü (PLO) ve Filistin Yönetimi (PA) üyelerinin vizelerinin iptal edileceğini ve yeni vizelerin verilmeyeceğini açıkladı. ABD yönetimi, bu kararı, PLO ve PA'nın terörizmi kınamaması ve eğitim sisteminde terörizmi teşvik eden söylemlerini sürdürmesi gerekçesiyle aldı.
ABD yönetimi, ayrıca Filistin tarafının uluslararası mahkemelerde İsrail aleyhinde yürüttüğü hukuki kampanyaların ve tek taraflı Filistin devletinin tanınması çabalarının Hamas’ın rehineleri serbest bırakmaması ve Gazze’deki ateşkes görüşmelerinin çökmesine neden olduğunu savunuyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin 2024 yılında İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emirleri ile Uluslararası Adalet Divanı'nın İsrail'e karşı soykırım iddialarını gündeme getirmesi, ABD'nin bu sert tutumunda etkili oldu.
Filistin Yönetimi ise ABD'nin vize iptal kararına derin üzüntü ve şaşkınlıkla tepki gösterdi. Filistin’in BM gözlemci statüsüne sahip olduğunu ve BM Genel Kurulu toplantılarında tüm devlet başkanlarının konuşma hakkı bulunduğunu hatırlatarak, ABD'nin kararının uluslararası hukuk ve BM Ana Statüsü'ne aykırı olduğunu belirtti.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın BM Genel Kurulu’nda konuşma yapması beklenirken, ABD'nin bu kararının onun katılımını engelleyip engellemeyeceği henüz netlik kazanmadı. Öte yandan, Fransa, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Malta gibi bazı ülkeler, BM Genel Kurulu’nda Filistin devletini resmi olarak tanıyacaklarını açıklamıştı.
ABD'nin 31 Temmuz’da açıkladığı yaptırımlar kapsamında PLO ve PA yetkililerine vize yasağı getirilmiş, bu adım bölgedeki diplomatik gerilimi daha da artırmıştı. Bu gelişmeler, Filistin meselesinde uluslararası arenada tansiyonun yükseldiğine işaret ediyor.
