ABD’nin New York şehrindeki Columbia Üniversitesi'nde 16 Nisan’da başlayıp ülke genelinde birçok üniversiteye ilham olduktan sonra polisin müdahalesiyle dağıtılan öğrencilerin Filistin’e destek gösterileri, ABD tarihine aşina birçok kimseyi 1968 öğrenci olaylarına götürdü.

1968’de Vietnam Savaşı başta olmak üzere ülkedeki ırkçılık ve adaletsizliğe karşı çıkan Columbia Üniversitesi öğrencileri, kampüste, ABD tarihinde unutulmayacak bir eylem başlattı, günlerce süren ve ülke tarihine geçen o eylemler, ancak polis müdahalesiyle bastırılabildi.

AA muhabiri, 1968 Columbia Üniversitesi eylemlerine katılan öğrencilerden 77 yaşındaki Beth Massey ile konuştu. Chicago’da yaşayan Massey, üniversite 1. sınıf öğrencisiyken katıldığı 1968 eylemleri ve şu an ABD’de devam eden öğrenci protestoları hakkında değerlendirmelerde bulundu.

"Politik olarak yaptıklarım açısından hiçbir pişmanlığım olmadı"

Aslen ailesinin Pensilvanyalı olduğunu ancak babasının maden işçisi olarak Tennessee'ye taşınması dolayısıyla ırkçılığın daha yaygın görüldüğü güney eyaletinde büyüdüğünü anlatan Massey, “Sivil Haklar Hareketi'nin ortasında büyüdüm ve şunu söyleyebilirim ki dünya görüşüm açısından beni şekillendiren en önemli şey buydu." ifadesini kullandı.

Massey, insan hakları konusundaki mücadelelere daha çocuk yıllarda tanık olmaya başladığına işaret ederek, lise sonrası, o zamanlar sadece kızların gittiği Columbia Üniversitesine bağlı Barnard Kolejinde edebiyat bölümüne kaydolduğunu söyledi.

ABD, Orta Doğu'ya ek askeri güç gönderecek ABD, Orta Doğu'ya ek askeri güç gönderecek

1968 eylemleri öncesi art arda anne ve babasını hastalıktan kaybettiğini, maddi manevi çok zorluklar çektiğini dile getiren Massey, "Bu yüzden çok fazla güvensizlik hissi vardı ancak politik olarak yaptıklarım açısından hiçbir pişmanlığım olmadı. Birçok açıdan bana bir yön verdi, misyon kazandırdı." diye konuştu.

"(Biden'ın) tek istediği olan bitene bir tür maske takmak"

Massey, 1968'deki öğrenci eylemlerinde ırkçılığa ve savaşlara karşı mücadele ettiklerini ve bu sorunların hala devam ettiğini vurgulayarak, "O (Martin Luther King) 'ABD, dünyadaki en büyük şiddet tedarikçisidir' demişti. Bugüne kadar bunun pek çok kanıtını gördüğüm için buna hala inanıyorum. 56 yıldır savaş karşıtı bir aktivist olarak bunu Orta Amerika'da, Vietnam'da da gördüm ve şu an hala görüyorum." ifadesini kullandı.

Şu an Gazze’de ABD askerlerinin savaşmadığını ancak silahlarının kullanıldığını belirten Massey, ABD Başkanı Joe Biden’a yönelik şu eleştirileri yöneltti:

“O kadar ikiyüzlülük ki Biden'ın (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu'yu (kontrol etmek) istediğini duyarız, aslında onun tek istediği olan bitene bir tür maske takmak. O, bu savaşın bitmesini istemiyor, bunun durmasını istediklerine inanacak kadar aptal olmamızı istiyor. Durmasını isteseydi para göndermezlerdi. Aptal değilim ve benim neslimin yaptıklarını taklit eden bu nesil de aptal değil. Medyadan, 'onların barışçıl olmaları, binalara girip özel mülkü tahrip etmemeleri, şöyle olmaları, böyle olmaları' gerektiğini duyabilirsiniz ancak neden Gazze'de insanların öldürülmeye devam edildiği sorusunun cevabını alamazsınız. En temel soru da budur.”

Massey, 1968’de kendilerinin sivil itaatsizlik kapsamında amaçlarını ifade etmek için risk alıp yasa dışı şekilde üniversite binalarını işgal ettiklerini hatırlatarak, bugün öğrencilerin teknik olarak yasa dışı iş yapmamasına rağmen uygulanan polis müdahaleleriyle ilgili şunları söyledi:

"Öğrenciler ellerinden geldiğince barışçıl olmaya çalışıyor. Öte yandan Columbia’daki, California ve Texas’taki üniversitelerde bulunan dayanışma kamplarında polislerce dövülüyor, antisemitizm hakkında bile olsa söylemek istediği şeyler konusunda onlara anayasal hakları olan insanlar gibi davranılmıyor. Uzun yıllar boyunca Filistin mücadelesi hareketi içinde bulundum. Harekette her zaman çok sayıda Yahudi katılımcı olmuştur. Medyamız bunu bile kabul etmeyi reddediyor."

"(ABD’nin) tamamen suç ortağı olduğunu düşünüyorum"

ABD’nin kuruluşundan bu yana İsrail’e her zaman destek verdiğini hatırlatan Massey, İsrail’in Gazze’de soykırım uyguladığını belirterek, “(ABD’nin) tamamen suç ortağı olduğunu düşünüyorum. Eğer bu terimi kullanabilirsek, İsrail'in arkasındaki ‘beyin’ bile olabileceğini düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Massey, 1948 öncesi bölgedeki Müslüman, Hristiyan ve Yahudilerin barış içinde yaşadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Ancak ABD, Orta Doğu'da olup bitenler konusunda belli bir rol oynaması için İsrail'in olmasını istiyor. Bu da ne yazık ki Filistinlilerin, bu siyasi görüş ve kontrol sahibi olma ihtiyaçları nedeniyle öldürüldüğü anlamına geliyor. Orta Doğu'da muazzam kaynaklar ve bana göre ABD’nin kontrolü ele almak için muazzam bir arzusu var."

Üniversitelerdeki öğrenci eylemlerinin "kesinlikle yapılması gereken doğru şeyler olduğunu" dile getiren Massey, "Sesimizi duyurabilmemizin en iyi yolu bu. Eğer insanlar, Filistin halkının neler yaşadığını duyma şansına sahip olursa daha sempati duyacaklardır." dedi.

Massey, üniversitelerdeki Filistin destekçisi öğrencilere de seslenerek, "Güçlü kalın, birlik olun. Sadece kendi öğrenci kitlenize değil, etrafınızdaki topluluğa da ulaşın. Yaptığınız şeyi neden yaptığınızı anlatın, açık olun." çağrısında bulundu.

Gelecek için ümitli olduğuna işaret eden Massey, "Mücadeleye devam etmeliyiz. Bu öyle kolay değil, bizden çok daha güçlüler ama bunu sayılarla telafi ediyoruz. Evet, umutluyum. Neyin doğru olduğunu biliyorum." ifadesini kullandı.