Yurt Dışındaki Filistinliler Halk Kongresi, Suriye'nin başkenti Şam'ın güneyinde yer alan Yermuk Mülteci Kampı'nda, tarihe "MiG Katliamı" olarak geçen kanlı saldırının yıl dönümü nedeniyle "Yermuk: Direnişin Hafızası ve Dönüşün Kapısı" başlıklı bir anma etkinliği düzenledi.
16 Aralık 2012'de Beşar Esed rejimine ait MiG savaş uçaklarının, sivillerin sığındığı Abdulkadir el-Huseyni Camii'ni bombalaması sonucu yaklaşık 40 Filistinli ve Suriyeli hayatını kaybetmişti. Bu saldırı, kamptaki büyük göç dalgasının ve yıllarca sürecek açlık kuşatmasının başlangıcı olarak kabul ediliyor.
"Filistin ve Suriye'nin kaderi birdir"
Etkinlikte konuşan Yurt Dışındaki Filistinliler Halk Kongresi Sözcüsü Ziad el-Aloul, Yermuk'un tarihsel olarak Filistinliler ve Suriyeliler için ortak bir yaşam alanı olduğunu vurguladı. Aloul, Gazze'deki savaş ile Suriye'deki devrim sürecinin aynı bağlamın parçaları olduğunu belirterek, "Kudüs, çatışmanın merkezindedir" dedi.
Kampta yaptığı incelemelerde büyük bir yıkıma tanık olduğunu belirten Aloul, buna rağmen halkta geri dönüş ve yeniden inşa iradesini gördüğünü ifade ederek uluslararası kurumlara çağrıda bulundu.
İşkence ve açlıkla ölüm bilançosu
Suriyeli Yazar ve Araştırmacı Abdulmunim Zeyneddin ise Yermuk'ta yaşananların sadece bir saldırıdan ibaret olmadığını, sistematik bir "yok etme" politikası uygulandığını hatırlattı. Temmuz 2013'te başlayan tam kuşatma ile gıda ve ilacın kesildiğini, insanların açlıktan öldüğünü belirten Zeyneddin, Suriye'deki Filistinliler İçin Eylem Grubu'nun verilerini paylaştı:
-
Ölü: 4.013 Filistinli-Suriyeli hayatını kaybetti.
-
Tutuklu: 3.076 kişi halen kayıp veya tutuklu (110'u kadın).
-
İşkence: 643 kişi işkence altında can verdi.
Direniş sloganları ve gerçekler
Zeyneddin, rejimin "direniş" sloganlarının, kampta işlenen insan hakları ihlalleri ve sivillere yönelik açlık politikası karşısında çöktüğünü savundu. Tüm yıkıma rağmen, halkın geri dönme ve kampı yeniden canlandırma çabası, Filistin-Suriye ortak varlığının en büyük kanıtı olarak nitelendirildi.