İsrail'in BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansını (UNRWA) yasaklamasına ilişkin duruşmalar, Hollanda'nın idari başkenti Lahey'deki Barış Sarayı'nda 5 günde tamamlanacak.
Duruşmaların ikinci gününde Güney Afrika, Cezayir, Suudi Arabistan, Belçika, Kolombiya ve Bolivya'nın ardından Brezilya, Şili ve İspanya sunum yaptı.
Duruşmalarda, Türkiye dahil 39 devlet ve 4 uluslararası kuruluş, İsrail'in BM kuruluşlarına yönelik kısıtlamalarına ilişkin kanaatlerini sunacak.
"Filistin'de yaşananlar insani trajedi ve siyasi felakettir"
Brezilya adına söz alan Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Kuruluşlar Direktörü Marcelo Viegas, 18 aydır Gazze'de devam eden felakette 51 binden fazla insanın öldürüldüğünü belirterek, kısa bir ateşkesin ardından şimdi de İsrail'in Gazze'ye gıda, tıbbi malzeme ve diğer temel ihtiyaçların girişine engel olduğunu anımsattı.
İsrail'in uluslararası hukuka aykırı olarak UNRWA'nın faaliyetlerini yasakladığını söyleyen Viegas, "Filistin'deki durum sadece insani bir trajedi değil, aynı zamanda siyasi bir felakettir. İsrail, yasal yükümlülüklerinden kaçmak için iç hukukunu kullanamaz." dedi.
Viegas, milyonlarca Filistinlinin hayatının insani yardımın sağlanmasına bağlı olduğunu vurgulayarak, İsrail'in son haftalarda da uluslararası ve insani yardım kuruluşlarını hedef aldığını belirtti.
Filistin'in kendi kaderini tayin etme hakkı olduğunu belirten Viegas, "İsrail, BM ve kuruluşlarının ayrıcalıklar ve dokunulmazlıklarına saygı göstermekle yükümlüdür." diye konuştu.
"İsrail, uluslararası insancıl hukuka ve uluslararası insan hakları hukukuna tabidir"
Şili adına söz alan Dışişleri Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Claudio Troncoso Repetto, konuşmasında, İsrail'in uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine vurgu yaptı.
Repetto, "İşgalci bir güç olarak İsrail, uluslararası insancıl hukuka ve uluslararası insan hakları hukukuna tabidir." dedi.
İşgalci gücün yardım kuruluşlarına her türlü kolaylığı sağlama yükümlülüğü olduğunu vurgulayan Repetto, İsrail'in onların görevlerini kolaylaştırması da gerektiğini söyledi.
Repetto, işgalci gücün korunan nüfus adına uygun düzenlemeleri yapması gerektiğini dile getirerek, tüm BM üyesi devletlerin BM ile işbirliği yapma görevi olduğuna dikkati çekti.
İsrail'in "çekincelerini kullanırken" ölçülü davranması gerektiğini belirten Repetto, BM kuruluşlarının etkili ve yeterli yardım sağlanmasını engellememesinin önemli olduğuna işaret etti.
"Genel sözleşme, ayrıcalık ve dokunulmazlıkların kötüye kullanılmasına karşı yeterli güvence sunmaktadır"
Şili Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Hukuk, Antlaşmalar ve Yasama İşleri Daire Başkanı Valeria Chiappini Koscina da üye devletlerin, BM ve personeli ile binalarının, arşivlerinin ve belgelerinin dokunulmazlığını diplomatik misyonlara tanınanlara benzer şekilde garanti etmekle yükümlü olduklarını vurguladı.
Koscina, Şili'nin BM üyesi devletlerin, örgütün organlarına karşı tek taraflı eylemde bulunamayacağını hatırlattığını söyledi.
Üye devletlerin BM kurumlarında herhangi bir "suistimal" olması durumunda yine BM ile işbirliği yapması gerektiğinin altını çizen Koscina, BM organlarının bağımsız olduğuna dikkati çekti.
Koscina, "Bu normların tek taraflı eylemlerle aşındırılması sadece hukuki kesinliği zedelemekle kalmaz, aynı zamanda uluslararası düzenin dayandığı çok taraflı işbirliği dokusunu da tehlikeye atar." diye konuştu.
Chiappini Koscina ayrıca, "Genel sözleşme, ayrıcalık ve dokunulmazlıkların kötüye kullanılmasına karşı yeterli güvence sunmaktadır." ifadesini kullandı.
"İşgalci güç olarak İsrail'in işgal altındaki Filistin toprakları üzerinde hiçbir egemenliği yoktur"
İspanya adına söz alan İspanya'nın Lahey Büyükelçisi Consuelo Femenia Guardiola, İsrail'in bir üye devlet olarak BM'nin bağımsızlığına ve özerkliğine saygı göstermesi ve BM'nin faaliyetlerini yürütmesine yardımcı olması gerektiğini hatırlattı.
Guardiola, İsrail'in, hem işgal ettiği Filistin topraklarında hem de İsrail'de BM ve personeline tanınan ayrıcalık ve dokunulmazlıkların etkin bir şekilde kullanılmasını kısıtlayan, engelleyen veya zorlaştıran herhangi bir idari, adli veya yasama eyleminden kaçınmakla yükümlü olduğunu belirtti.
Büyükelçi Guardiola, "İşgalci güç olarak İsrail'in işgal altındaki Filistin toprakları üzerinde hiçbir egemenliği yoktur ve yasal olarak herhangi bir egemenlik eyleminden kaçınmakla yükümlüdür." dedi.
İsrail'in UNRWA'nın faaliyetlerini yasaklamasının uluslararası hukuk bağlamındaki yükümlülükleriyle bağdaşmadığına işaret eden Guardiola, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarını yerel halkın yararına yönetme yükümlülüğü olduğunu aktardı.
Guardiola, UNRWA'nın insani yardım sağlamasının "keyfi" olarak engellenmesinin, uluslararası insancıl hukukun ihlali olduğunu söyledi.
İsrail'in BM kuruluşlarına yönelik kısıtlamaları UAD'de
İsrail Meclisi'nin 28 Ekim 2024'te UNRWA'nın faaliyetlerini kısıtlayan yasaları kabul etmesi ve 31 Ocak'ta Doğu Kudüs'teki UNRWA operasyonlarını sonlandırmasına ilişkin UAD danışma görüşü duruşmalarında, 39 ülkenin yanı sıra Arap Ligi, İslam İşbirliği Teşkilatı, Afrika Birliği ve BM de sunum yapacak.
Türkiye, görüşünü 30 Nisan'da sunacak. Duruşmaların tamamı 2 Mayıs'ta sona erecek. Danışma görüşüne ilişkin yazılı beyanda bulunan İsrail, sözlü duruşmalarda yer almayacak.
Süreç, sözlü sunumların ardından Divan yargıçlarının danışma görüşünü hazırlamak için müzakereye başlamasıyla devam edecek.
UAD, danışma görüşlerini genellikle 4 veya 6 aylık bir süre içinde açıklıyor.