Türkiye

Türkiye’nin Kızıldeniz’deki deniz gücü bölge için ne anlama geliyor?

Abone Ol

El Cezire Arapça’da yer alan habere göre Kızıldeniz, küresel enerji ticaret hattında stratejik bir koridor, günümüzde birçok savaş ve sıcak gerilimin arenası konumunda. Küresel ticaretin yüzde 10'undan fazlası burada yapılmaktadır.

Bu nedenle, birçok ülke Kızıldeniz’de deniz kuvvetleri bulundurur. ABD, Türkiye, Japonya, Fransa, Rusya, İngiltere, İsrail, İran, Suudi Arabistan, BAE ve son zamanlarda da Çin’in bölgede askeri varlığını güçlendirme çabası açıkça görülmektedir.

Türk Deniz Kuvvetleri, ilk olarak İzmir’de Türk denizci Saka Bey tarafından silahlı kuvvetlerin bir parçası olarak 1081 yılında kuruldu.

1922'de Mudanya Mütarekesi'nin imzalanmasından sonra Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın ilk karargahı aynı yıl 14 Kasım'da İstanbul Kasımpaşa’da açıldı. 1923'te Deniz Kuvvetleri, Marmara Denizi İzmit Boğazı'nda ilk askeri üssünü kurdu.

Türkiye'nin deniz kuvvetlerinin misyonunu genişletme isteği ışığında, Kızıldeniz bölgesinde ve çevresinde deniz gücü konuşlandırdı.

Uluslararası Ortak Görev Gücü

25 Şubat 2009'dan beri Türk Donanması, Aden Körfezi ve Kızıldeniz'de korsanlıkla mücadele için Uluslararası Ortak Görev Gücü ‘CTF-151’e katılıyor. Daha önce sonuncusu 25 Haziran'dan 10 Aralık 2020'ye kadar olmak üzere 6 kez başkanlık etti.

Bu bölgede görev yapan deniz kuvvetlerinin misyonu geçen yıl Parlamento'nun onayıyla 5 Şubat 2020 tarihinde bir yıllığına uzatılmıştı. Söz konusu bölgelerde faaliyet gösteren kuvvetlerin görevi son uzatma kararıyla 10 Şubat 2022 tarihine kadar uzatıldı.

Türk Donanması, Kızıldeniz bölgesi ve çevresinde Türk bayrağı taşıyan veya Ankara ile bağlantılı ticari gemilerin güvenliğini sağlayacak. Cumhurbaşkanlığı tezkeresine göre, ilgili BM Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda kendisine verilen görevleri yerine getirmeye ve uluslararası toplumun bölge ülkelerinin karasuları dışındaki denizlerde teröre karşı operasyonlarına katkıda bulunmaya devam edecek.

Somali’de ilk askeri üs

Türkiye, ilk olarak 1.500 askerlik bir güçle Kızıldeniz’e kıyısı olan Somali'de yaklaşık 50 milyon dolarlık bir maliyetle ilk resmi üssünü kurdu.

‘Turksom’ üssü Ankara'nın yurtdışındaki en büyük üssüdür. Deniz kuvvetleri, askeri uçak ve komandoları kabul edebilmektedir.

Üsse 200 Türk subay gözetiminde 3 askeri okul eklendi.

Kıyı üssünün Bab el-Mendeb boğazından ve Aden Körfezi'nden uzak olmaması ona stratejik bir konum kazandırıyor.

2017 yılı bitmeden Türkiye; Kızıldeniz, Aden Körfezi bölgesinde Cibuti’de ikinci askeri üssünü kurma konusunda anlaşmaya vardı. İki ülke arasında aynı yılın Aralık ayında çeşitli ekonomik anlaşmalar da dahil olmak üzere büyük bir anlaşma imzalandı. Türkiye, Cibuti'yi Kızıldeniz'deki stratejik konumu nedeniyle Afrika’nın önemli bir merkezi olarak görüyor.

Sudan: Tamamlanamayan girişim

Türkiye ve Sudan arasında karşılıklı ticareti ilişkiyi artırmak için birkaç başka ekonomik anlaşmayla birlikte Kızıldeniz'deki Sevakin Adası'nın yeniden inşası ve yönetimi için yapılan bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşmaya göre Türkiye, 2017 yılında Sudan'da askeri üssünü kurmaya başladı. Ancak anlaşma, Başkan Ömer El Beşir'in devrilmesinin ardından askıya alındı.

Yumuşak Güç

Türkiye yollar, köprüler inşa etmek, insani yardım ve burs sağlamak için çalışırken diğer yandan Somali, Sudan, Mısır ve Cibuti'den gelen öğrenciler de dahil olmak üzere yaklaşık 4.500 Afrikalı öğrenci bir hükümet burs programı kapsamında eğitim görüyor.

Türkiye, 2011 yılından bu yana Eritre hariç, Kızıldeniz kıyılarında bulunan tüm ülkelerde diplomatik varlığını sürdürmektedir. Türk Hava Yolları Somali, Etiyopya, Cibuti ve Sudan'a düzenli uçuşlar düzenlemekte ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) bu ülkelerin başkentlerinde ofisler açmıştır.

Ankara, Kızıldeniz'in doğu yakasında bulunan Yemen'e, hükümet ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla insani yardım sağlıyor.

Somali'de Türk şirketi Albayrak Grubu, Mogadişu limanını yönetiyor. Şirket, limanın yüzde 45'ini satın alırken, 20 yıllık bir süre için imtiyaz elde etti.

Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) göre, Türkiye ile Somali arasındaki ikili ticaret hacmi 2017'de 144 milyon iken 2019'da 206 milyon dolara çıktı.

Türk Diyanet Vakfı, bölgede vaizlerin eğitildiği bölgede birçok cami inşa etti. Sonuncusu da Cibuti'nin en büyük camisi olan II. Abdülhamid Camii. Ayrıca Ankara Arapça ve Somalice konuşan resmi medya platformları kurdu. Türk dizileri Somali ve Amharca seslendirildi.

Neden Kızıldeniz?

Al-Siyasa al-Dawliya (Uluslararası Siyaset) dergisi yaptığı bir çalışmada, bunun nedeninin bölgeye yönelik farklı vizyon ve projelerle rekabet eden İsrail, İran, Suudi Arabistan, Mısır, BAE gibi aktif devletlere mesaj göndermek olduğunu belirtiyor.

Bu bağlamda Türk yazar Turan Kışlakçı; Ankara'nın Kızıldeniz'deki askeri üsleri, Uluslararası Müşterek Görev Gücü'ne katılan deniz kuvvetleri ile -sürekli korsanlık operasyonlarına ve uluslararası rekabete tanık olan- Kızıldeniz'de istikrarı sağlamak için her türlü çabayı gösterdiğini belirtiyor.

Kışlakçı, “Kızıldeniz havzasında yabancı ülkelerin artan askeri, siyasi ve ekonomik etkisinin ışığında bölgedeki Türk varlığı büyük öneme sahiptir. Bu, önümüzdeki dönemde bölgede köklü değişikliklerin yaşanmasına neden olacaktır." dedi.

El Cezire Arapça’ya konuşan Kışlakçı, “Kızıldeniz'deki bu rekabetle birlikte korsanlık faaliyetlerinin artması, aklımızda birçok soruyu gündeme getiriyor. Kızıldeniz'de büyük gemilere yapılan saldırılar ve Somali gibi ülkelere yönelik terörist faaliyetler, bu bölgenin barış ve istikrarın tadını çıkarmasını istemeyen ülkelerin varlığını açıkça göstermektedir.” dedi.

Kışlakçı, bazı itibarsızlaştırma girişimlerine rağmen ülkesinin son yıllarda Somali'ye verdiği destekle barışçıl adımlar attığının farkında olunduğuna dikkat çekti.

Çeviri: Emine Nur Yaşar