Dünyaca ünlü iklim aktivisti Greta Thunberg, İsrail'in Gazze'ye yönelik ablukasını kırmak amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu'na katıldığı için İsrail güçleri tarafından alıkonulmasının ardından Yunanistan'a sınır dışı edildi. Gözaltı süreci ve maruz kaldığı iddialar hakkında ilk kez konuşan Thunberg, odağı kişisel deneyiminden Gazze'deki duruma çekti.
Thunberg, yaptığı açıklamada, İsrail’de kendisine uygulandığı iddia edilen işkence ve kötü muamelelere dair detayları anlatmayı tercih etmediğini belirtti. Aktivist, "Maruz kaldığım işkenceleri, kötü muameleleri uzun uzun anlatabilirim. Ancak şu an bunu anlatmayacağım." ifadeleriyle, meselenin kişisel mağduriyetinden çok daha büyük bir boyutta olduğunu ima etti.
"Tek yaptığımız, insanların çağrısına kulak vermek"
Genç aktivist, eyleminin motivasyonunu ve amacını net bir şekilde dile getirdi. Thunberg, kendisini bir kurtarıcı ya da kahraman olarak görmediğini vurgulayarak, "Bizim yaptığımız hiçbir şekilde 'Filistin halkını kurtarmak' değildir. Biz sadece, dünyanın dört bir yanından insanların harekete geçmesi çağrılarına kulak veriyor ve gereğini yapıyoruz." dedi.
Bu sözler, Thunberg'in eylemini uluslararası vicdanın ve görev bilincinin bir yansıması olarak gördüğünü ortaya koydu. Açıklama, Gazze'deki insani krize karşı uluslararası toplumun daha fazla sorumluluk alması gerektiği yönündeki genel çağrılara paralel bir duruş sergiledi. Thunberg'in alıkonulma ve sınır dışı edilme süreci, Filistin meselesine küresel çapta tanınan bir ismin katılımının yol açtığı tartışmaları yeniden alevlendirmişti.
İsrail'in Gazze'ye yönelik ablukasına karşı sivil direnişin bir parçası olan Küresel Sumud Filosu aktivistlerinin gözaltı ve serbest bırakılma süreçleri uluslararası kamuoyunda yakından takip edilmeye devam ediyor.