Orta Doğu

Sumud Filosu'ndaki aktivistler, İsrail'in 'şüpheli olduğu' saldırıyı anlattı

Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için yola çıkan ve İsrail'in gerçekleştirdiği düşünülen saldırının hedefi olan Küresel Sumud Filosu'ndaki aktivistler, yaşadıklarını anlattı.

Abone Ol

Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için yola çıkan ve dün İsrail tarafından gerçekleştirildiği düşünülen bir saldırının hedefi olan Küresel Sumud Filosu'ndaki aktivistler, saldırıya rağmen yollarına devam ettiklerini ve Gazze'ye yardım ulaştırmada kararlı olduklarını söyledi.

Küresel Sumud Filosu Türkiye Delegasyonu Üyesi Ayçin Kantoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10-15 gün kadar Tunus kafilesinde eğitimlere katıldığını belirterek, 'Sanırım en zorlu günlerden birini de dün yaşadık. Girit açıklarındayız ve yola devam ediyoruz. Tekneye adım attığımızdan bu yana neredeyse her akşam dronları nöbetleşe gözledik. Herhangi bir saldırı ihtimaline karşı da hem eğitimlerimiz devam etti hem tatbikatlar yaptık.' dedi.

Kantoğlu, 'Dün gece, gün batımının ardından gökyüzünde enteresan bir hareketlilik olduğunu fark ettik. Daha önceki gecelerden daha yoğun bir hareketlilik vardı. Nitekim gece de yoğun bir saldırı gerçekleştirdi zorba İsrail.' ifadelerini kullandı.

Gazze için yola çıkan Kantoğlu, 'Teyakkuz halindeydik hemen can yeleklerimizi üzerimize geçirdik, kafa lambalarımızı taktık, pasaportlarımızı ve birkaç parça da üzerimizde taşıyacağımız malzemeyi alarak daha önce planlandığı şekilde güvertenin arka kısmında bir yerde bekledik.' şeklinde konuştu.

Kantoğlu, 'Ben 11 tane patlamayı sayabildim, daha ziyade küçük teknelere yönelmiş gibiydi dün geceki dron saldırıları. Panik olmadık. Ekserisi ses bombasıydı ama birtakım kimyasallar da attılar. Yine de çok şükür atlatabildiğimiz bir saldırı oldu. Sanıyorum bizi korkutmaya çalışıyorlar, özellikle küçük teknelere yöneliyor olmaları da sayıca bu eylemden korktuklarını gösteriyor.' diye konuştu.

Büyük gemilere müdahale olmadığını söyleyen Kantoğlu, kendisinin de bulunduğu geminin çevresinde patlama seslerinin duyulduğuna dikkati çekti.

Kantoğlu, dronların bıraktığı maddeye ilişkin, 'Kimyasalın ne olduğunu bilmiyoruz. Kokuyla insanları etkileyen veya daha vahim neticeleri olan bir şey olabilir. Ama yanımızda İtalya'dan filoya eşlik eden Emergency gemisi var oradaki doktor ve hemşireler herhangi bir problemde müdahale etmek için hazır bulunuyorlar.' ifadelerini kullandı.

Gazze'ye ulaşmalarına ilişkin Kantoğlu, 'Aşağı yukarı 4-5 günümüz kaldı, filonun hızı içindeki en yavaş tekne ile kaim, senkronize bir şekilde ilerliyoruz. Kimseyi geride bırakmak istemiyoruz. Dolayısıyla 5 gün civarında Gazze kıyılarına ulaşmış olacağız.' dedi.

Kantoğlu, İsrail'in filoya müdahale etmesi durumuna ilişkin, 'Bu konuda tecrübeliyiz aslında Mavi Marmara'dan bu yana 2 kez Madleen ve Hanzala gemisiyle Gazze kıyılarına ulaşmayı denedik, bir yardım koridoru açmak için. Dolayısıyla müdahalenin bugüne kadar en azından yapıldığı şekliyle o gemilerde olan aktivistler bize tecrübelerini aktarıyorlar. Onların o tecrübesinden yararlanıyoruz ama bu kadar sayıdaki filoya nasıl müdahale edecekler bu bir bilinmez.' diye konuştu.

Kantoğlu, 'Aklımızın erebildiği, gözümüzün görebildiği her senaryoya hazırlanıyoruz. Kesin olan şu ki onlardan korkmuyoruz. Bu uğruna birçok şeyin göze alındığı bir dava, kadim ve kutlu bir dava, insanlığın hak mücadelesini, özgürlük mücadelesini, haysiyetli bir yaşamı kurma mücadelesini içeriyor. Ben bu 800 kişilik aktivist grubunun üzerine düşen her şeyi yerine getireceğine inanıyorum. Şu ana kadar insanlık ölmemiş dedirttiler, inşallah buradaki azim ve kararlılık Gazze'ye kavuşmayı da mümkün kılacak.' şeklinde sözlerini bitirdi.

'Önce 1-2 dron vardı sonra sayıları birden arttı, 15-20'ye kadar çıktı'

Filoya Gaziantep'ten katılan gazeteci Yaser Yavuz da saldırı anına ilişkin, 'Kaptan can yeleklerinizi giyin, internetin kesilmesi hayra alamet değil, dedi. Can yeleklerimizi giyip internetin gelmesini beklerken Dronların üzerimizde uçtuğunu gördük. Önce 1-2 dron vardı sonra sayıları birden arttı 15-20'ye kadar çıktı.' diye konuştu.

Yavuz, 'Dronlar saat 00:30'dan 01:30'a kadar hem üzerimizde uçtu hem de ses bombası atmaya başladılar. 10-12 ses bombası attılar hatta yanımızdaki gemiyi 2 kez hedef aldılar, bir ses bombası da bizim teknemizin 1 metre yanına düştü.' şeklinde konuştu.

İsrail ordusuna ait olduğu düşünülen dronların filodaki 3 gemide hafif hasara yol açtığını aktaran Yavuz, gemilerdeki hasarın giderildiğini ve yollarına devam etmekte olduklarını söyledi.

Yavuz, 'Şu anda Girit adasını geçmek üzereyiz. Filoda 43 gemiyle geliyorduk, Yunanistan'dan da 6 gemi bize katıldı yani 49 gemiyle yola devam ediyoruz.' ifadelerini kullandı.

Gazze'ye ulaşmalarına ilişkin Yavuz, 'Gazze'ye pazar ya da pazartesi günü gibi ulaşmayı planlıyoruz. Şu anlık bir sarkma görünmüyor. Girit adasında duraklamayı düşünmüştük diğer gemilerin gelmesi için ancak kaptanlar devam etmenin daha sağlıklı olacağını söylediler ve devam ediyoruz.' dedi.

'Filoya katıldım çünkü 2 yıldır süren soykırıma karşı bir şeyler yapmak istedim'

Avusturyalı 27 yaşındaki aktivist Juli Schütter, 'Filoya katıldım çünkü 2 yıldır devam eden soykırıma karşı bir şeyler yapmak istedim. Bu tarz konularda birlikte mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyorum, bu yüzden buradayım.' diye konuştu.

Schütter, Mısır'daki Küresel Gazze Yürüyüşü'ne de katıldığını belirterek, Sumud ve Özgürlük Filosu gibi organizasyonlarda da bulunduğunu anlattı.

Avusturyalı aktivist, 'Amacım insani yardım ulaştırmak ve İsrail'in Gazze'ye uyguladığı yasa dışı ablukayı kırmak, bu yüzden Sumud Filosu'na katıldım.' ifadelerini kullandı.

Schütter, İsrail saldırısına ilişkin, 'Dün gece sanırım 14 kez dronların patlayıcı ve kimyasal attığı saldırıya uğradık. Neyse ki kimseye bir şey olmadı ama teknemiz hasar aldı. Dün gece sanırım 14 kez insansız hava araçlarından atılan patlayıcılar ve kimyasallarla saldırıya uğradık. Neyse ki kimse yaralanmadı ama teknelerimizde hasar var. Bu, uluslararası sularda şiddet içermeyen bir sivil insani yardım misyonuna yönelik şiddetli bir saldırıydı. Büyük bir uluslararası suç teşkil ediyor ve sanırım hepimiz kimin yaptığını biliyoruz.' şeklinde konuştu.

Dronların nasıl bir kimyasal madde bıraktıklarını bilmediğini söyleyen Schütter, 'Gerçekten kötü kokuyordu ve temas eden kişilerin cildinde yanmaya sebep oluyordu ve toza benziyordu.' ifadelerini kullandı.

İsrail'in filo hakkındaki söylemlerine ilişkin Schütter, 'İsrail'in propagandasına kimsenin inandığını düşünmüyorum. Bizim barışçıl ve insani siviller olduğumuz ve açlık çekenlere yardım ulaştırma misyonunda olduğumuzu herkes biliyor.' dedi.

'Biz de Gazze halkı gibi çok kararlıyız ve görevimizi sürdürme konusunda gayretliyiz.' diyen Schütter, dünkü İsrail saldırısının, filodaki aktivistlerin ülkelerinin soykırıma karşı harekete geçme ve uluslararası sularda gerçekleştirilen terörizme karşı koruma sağlamasının önemini ortaya koyduğunu ifade etti.

Küresel Sumud Filosu'na yerel saatle 02.00 sularında Yunanistan'ın arama-kurtarma (SAR) sorumluluk sahasında İHA'larla saldırı düzenlenmişti.

'March to Gaza Greece' tarafından yapılan açıklamada, 8 tekneye yönelik saldırılarda dronlar aracılığıyla ses bombaları, kimyasal maddeler ve elektronik karıştırıcıların kullanıldığı belirtilmiş, ufak çaplı hasar meydana gelen teknelerin “kararlılıkla” yoluna devam edeceği bildirilmişti.

Küresel Sumud Filosu'na 50'ye yakın ülkeden katılım sağlanıyor

Küresel Sumud Filosu'nda, 'Özgürlük Filosu Koalisyonu', 'Küresel Gazze Hareketi', 'Mağrib Sumud Konvoyu' ve Malezya merkezli 'Sumud Nusantara' organizasyonu yer alıyor. Filoda, 50'ye yakın ülkeden yüzlerce aktivist, teknelerle Gazze'ye hareket ediyor.

Geçmişte Gazze'ye tek tek gitmeye çalışan gemilere İsrail müdahalelerde bulunmuş, teknelere el koyarak aktivistleri sınır dışı etmişti. Küresel Sumud Filosu, şimdiye kadar Gazze'ye doğru yola çıkan en kalabalık filo olma özelliği taşıyor.

Arapça 'kararlılık' veya 'sarsılmaz azim' anlamlarına gelen Sumud, 1967'deki Altı Gün Savaşı'nın ardından Filistin halkı arasında baskı ve direnişi anlatan bir kavrama dönüştü. Sumud kavramı, Filistinlilerin topraklarında kalması, Filistin kimliğinin ve kültürünün canlı tutulması ile şiddet içermeyen sivil itaatsizlik gibi yollarla işgale direnip alternatif kurumlar inşa etmenin yollarının aranmasını ifade ediyor. Filistin'de zeytin ağacı ve köylü hamile kadın bu kavramı tasvir etmek için kullanılıyor.